Yankı Bağcıoğlu: ‘Ege Denizi’nde yaşanan olay, 15 Temmuz sonrası yapılan değişikliklerin milli güvenliğimize verdiği zararın son örneği’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Ege Denizi’nde Yunan Sahil Güvenlik botunun Türk karasularını ihlal etmesine ilişkin, “Ege Denizi’nde 20 Eylül 2024 tarihinde yaşanan Yunan Sahil Güvenlik botunun karasularımızı ihlal olayı 15 Temmuz darbe girişimi sonrası acele ile yapılan değişikliklerin milli güvenliğimize verdiği zararın en son örneğidir” dedi.

Bodrumda Yunan Sahil Güvenlik botunun Türk karasularını ihlal ettiğini gösteren görüntüler büyük yankı uyandırmıştı. Bodrum açıklarında bir tekneyi takip eden Yunan botunun Akçabük Koyunda kıyıya kadar ilerlediğine ilişkin görüntüler yurttaşlar tarafından kaydedilmişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, görüntüler üzerine bir açıklama yaptı. Bağcıoğlu, olayın milli güvenlik açısından taşıdığı öneme dikkat çekti.

Bağcıoğlu, “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı arasındaki bağları zayıflatır, hatta koparırsanız; doktrin ve anlayış birliğini yok edersiniz, kritik konulara farklı bakış açıları ile bakmalarına neden olursunuz” dedi. Ayrıca, “Tüm dünya devletleri ellerindeki kısıtlı imkanları ortak amaç için kullanıp sinerji yaratırken, biz siyasi mülahazalarla ayrıştırıyoruz ve güç kaybediyoruz” ifadelerini kullandı.

Bağcıoğlu, Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının deniz hak, alaka ve menfaatlerinin korunması ve savunulmasında “etle tırnak gibi” olduğunu vurguladı. Benzer şekilde, Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlıklarının da birbirinden ayrı düşünülemeyecek unsurlar olduğunu belirtti.

2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu ile 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununda; seferberlik ve savaş hallerinde Cumhurbaşkanı kararıyla ilgili bölümlerin kuvvet komutanlıklarının emrine verilmesini hükme bağladığını hatırlatan Bağcıoğlu, bu durumun emir-komuta zincirine zarar verebileceğini kaydetti.

Bağcıoğlu, yaşanan son olayın milli güvenlik açısından bir alarm zili olduğunu belirterek, “Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı unsurlarının, barış şartlarından itibaren belirlenmesine ve işbirliği esaslarının protokollere bağlanmasına ihtiyaç vardır” dedi. Ayrıca, emre verilecek unsurların tip ve sayılarında mutlaka Genelkurmay Başkanlığı görüşünün alınmasının önemine değindi.

Son olarak, Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında sürekli ve kesintisiz bilgi aktarımı ile koordinasyon usullerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Cumhuriyet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir