Türkiye’nin dört tarafından Çerkesler Samsun’da Çerkes Sürgünün 161.yılın da aralarını Samsun’da andı.Atakum Çobanlı İskelesinde toplanan Çerkesler yürüyüş yaptıkdan sonra Karadeniz’e çelenk bıraktı.Gece ise Çerkes sürgünü hakkında ağitlar yakıldı, şarkılar söylendi.
Çerkes Sürgünü nedir.
Çerkes Sürgünü, 19. yüzyılda Çarlık Rusyası’nın Kafkasya’yı işgali sırasında, Çerkes halkının vatanlarından zorla çıkarılması ve büyük bir kısmının Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sürülmesiyle sonuçlanan büyük bir trajedidir. Bu olay, tarihin en büyük etnik temizlik örneklerinden biri olarak kabul edilir.Tarihsel Arka Plan ve NedenleriÇerkeslerin yaşadığı Kuzey Kafkasya, stratejik konumu nedeniyle uzun süredir Rusya’nın ilgi alanındaydı. Rusya, Karadeniz’e ulaşma ve Kafkasya’da hakimiyet kurma politikası çerçevesinde bölgeyi ele geçirmeye çalışıyordu. Bu durum, yaklaşık 300 yıl süren Rus-Çerkes Savaşı’na yol açtı.Savaşın son aşamasında, 1860’lı yıllara gelindiğinde, Ruslar Çerkes köylerini yakıp yıkarak, direnenleri öldürerek ve kitlesel göçe zorlayarak bölgedeki direnişi kırmayı hedeflediler. Rus komutanların sistematik bir şekilde uyguladığı bu imha ve işgal politikası, Çerkes halkının direnişini büyük ölçüde zayıflattı.Sürgün ve Sonuçları21 Mayıs 1864, Rus-Çerkes Savaşı’nın sona erdiği ve Çerkes Sürgünü’nün en yoğun yaşandığı tarih olarak anılır. Bu tarihten itibaren milyonlarca Çerkes, Karadeniz limanlarından (Anapa, Novorossiysk, Gelendzhik, Soçi, Adler gibi) gemilerle zorlu bir yolculuğa çıkarılarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına gönderildi.Bu zorlu yolculuk, salgın hastalıklar, açlık ve kötü yaşam koşulları nedeniyle yüz binlerce Çerkes’in hayatına mal oldu. Bazı kaynaklar, sürgüne katılan nüfusun en az dörtte birinin, hatta bir milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtmektedir.Osmanlı İmparatorluğu’na ulaşan Çerkesler, başta Anadolu’nun çeşitli şehirleri (Ordu, Samsun, Tokat, Amasya, Sinop, Yozgat, Düzce, Adapazarı, Kocaeli) olmak üzere, Ortadoğu’ya (Suriye ve Filistin) yerleştirildiler. Osmanlı hükümeti, başlangıçta bu kadar büyük bir göçmen akınına hazırlıksız yakalansa da, Çerkeslerin iskan edilmesi ve hayatta kalmaları için çaba gösterdi. Ancak yeni yerleşim yerlerinde de yerel halkla çatışmalar yaşandı ve uyum sağlamakta zorluklar çekildi.Miras ve GünümüzÇerkes Sürgünü, Çerkes halkının hafızasında derin ve acı bir yara olarak kalmıştır. Günümüzde dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Çerkes diasporası, özellikle Türkiye’de olmak üzere, kültürel kimliklerini koruma ve bu trajediyi unutturmama mücadelesi vermektedir. Birçok ülke bu olayı “soykırım” olarak tanımıştır, ancak Rusya Federasyonu bu tanımı reddetmektedir.Bu olay, sadece Çerkesler için değil, insanlık tarihi açısından da büyük bir trajedi olarak anılmaya devam etmektedir.