Tarihte bugün: 30 Eylül 1938 – Münih Anlaşması ve Çekoslovakya’nın trajedisi

Bundan 87 yıl önce, 30 Eylül 1938’de, Almanya’nın Münih şehrinde, Nazi Partisi karargâhında, dönemin dört büyük gücü Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa’nın liderleri-Adolf Hitler, Benito Mussolini, Neville Chamberlain ve Édouard Daladier-tarihe “Münih Anlaşması” olarak geçen utanç verici bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, Çekoslovakya’nın Sudetenland bölgesinin Nazi Almanyası’na devredilmesini kararlaştırdı. Ancak bu karar, Çekoslovakya temsilcilerinin katılımı olmadan alındı ve egemen bir devletin toprakları, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde gasp edildi.

MÜNİH ANLAŞMASI’NIN DETAYLARI VE SONUÇLARI
Münih Konferansı, Çekoslovakya’nın askeri ve endüstriyel açıdan gelişmiş Sudetenland bölgesinin-ülke nüfusunun yaklaşık dörtte birinin yaşadığı ve topraklarının %20’sini oluşturan bir alanın-Almanya’ya devredilmesiyle sonuçlandı. Konferans, Batılı güçlerin Nazi Almanyası’nı “yatıştırma politikası”nın en çarpıcı örneği olarak tarihe geçti. Anlaşmanın ardından, 10 Ekim 1938’e kadar Nazi birlikleri Sudetenland’ı işgal etti. Bu, Çekoslovakya için sadece toprak kaybı değil, aynı zamanda ulusal güvenliğine ve egemenliğine vurulan ağır bir darbe oldu.

BATI’NIN ÇEKOSLOVAKYA’YI YÜZÜSTÜ BIRAKIŞI
Münih Konferansı öncesinde, Eylül 1938’in ortalarında, İngiltere ve Fransa, Hitler’in taleplerine boyun eğerek Çekoslovakya’dan Sudetenland’ı Almanya’ya teslim etmesini talep etti. Bu, uluslararası ilişkilerde eşi benzeri görülmemiş bir durumdu: Bağımsız bir devlet, hiçbir haklı gerekçe olmadan topraklarının bir kısmını terk etmeye zorlandı. Daha da vahimi, Çekoslovakya’nın ana müttefiki ve güvenliğinin garantörü olan Fransa, Prag’ı Nazi Almanyası’nın insafına terk etti.

SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN TUTUMU
Avrupa’da Çekoslovakya’yı desteklemeye hazır tek güç Sovyetler Birliği oldu. Çekoslovak Cumhurbaşkanı Edvard Beneš’in yardım talebine yanıt olarak, Sovyet liderliği, müttefiklik görevini yerine getireceğini açıkladı. Eylül 1938’in sonunda, SSCB batı sınırlarında askeri birliklerini yoğunlaştırarak olası bir müdahaleye hazırlandı. Ancak, Batılı güçlerin yatıştırma politikası ve Çekoslovakya’nın yalnız bırakılması, Sovyetler’in bu çabasını etkisiz kıldı.

MÜNİH ANLAŞMASI’NIN MİRASI
Münih Anlaşması, Batı’nın Nazi Almanyası karşısındaki zayıf duruşunun sembolü haline geldi. Bu anlaşma, Hitler’in yayılmacı politikalarını cesaretlendirdi ve İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesine zemin hazırlayan önemli bir dönüm noktası oldu. Çekoslovakya’nın parçalanması, yalnızca bir devletin trajedisi değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ve adaletin hiçe sayıldığı bir olay olarak tarihe kazındı.

#TarihteBugün: Münih Anlaşması, barış adına yapılan tavizlerin nasıl felaketle sonuçlanabileceğini gösteren acı bir ders olarak hatırlanmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir