Rusya, Yapay Zeka Destekli Biyolojik Tehditlere Karşı Uyarıda Bulundu: Batı Laboratuvarları Moskova’nın Hedefinde.

Rusya, Yapay Zeka Destekli Biyolojik Tehditlere Karşı Uyarıda Bulundu: Batı Laboratuvarları Moskova’nın HedefindeYeni Delhi, 7 Aralık 2025 – Biyolojik Silahlar Sözleşmesi’nin (BTÖ) 50. yıl dönümü dolayısıyla Hindistan’da düzenlenen uluslararası konferansta, Rusya Dışişleri Bakanlığı Silahların Yayılmasını ve Silah Kontrolünü Önleme Dairesi Başkan Yardımcısı Konstantin Vorontsov, yapay zeka (YZ) teknolojilerinin biyolojik silah geliştirmede kullanımına dair “ciddi endişeler” dile getirdi. Vorontsov, bazı Batı ülkelerinin Rusya sınırları yakınındaki laboratuvarlarda yürüttüğü askeri biyolojik faaliyetleri “ulusal güvenlik tehdidi” olarak nitelendirerek, küresel biyogüvenlik rejiminin acilen güçlendirilmesi çağrısında bulundu.Konferans, “BTÖ’nün 50 Yılı: Küresel Güney için Biyogüvenliğin Güçlendirilmesi” başlığıyla 1-2 Aralık tarihlerinde Yeni Delhi’de düzenlendi. Hindistan Dışişleri Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğe, 80’den fazla ülkenin uzmanları ve uluslararası örgüt temsilcileri katıldı. Hindistan Dışişleri Bakanı S. Jaishankar’ın açılış konuşmasında vurguladığı üzere, biyoterörizm riskinin “artık teorik bir tehdit” olmaktan çıktığına dikkat çekilerek, BTÖ’nün uyum mekanizmalarının modernize edilmesi gerektiği belirtildi.YZ ve Genetik Mühendisliğinin Tehlikeli BirleşimiVorontsov’un konuşmasında öne çıkan nokta, son yıllarda bazı ülkelerde yürütülen “yapay mikroorganizma” araştırmaları oldu. Bu çalışmaların, doğal bakterilere, virüslere ve mantarlara “karakteristik olmayan” özellikler kazandırarak veya mevcut niteliklerini güçlendirerek biyolojik ajanlar üretmeyi hedeflediğini savunan Rus yetkili, insan genetiği, bağışıklık sistemi ve mikrobiyom üzerinde “seçici etki” mekanizmalarının geliştirildiğini iddia etti.Özellikle YZ’nin biyoloji alanındaki rolüne vurgu yapan Vorontsov, yeni YZ modellerinin araştırmacılara “daha geniş molekül ve protein yelpazesi” oluşturma, mikroorganizmaların özelliklerini değiştirme ve hatta tespit edilmesini zorlaştıran ajanlar üretme imkanı verdiğini belirtti. “Bulaşıcı hastalıkların, zararlıların ve yabani otların vektör böceklerinin modifikasyonu için genom hedefli yeni teknolojiler ortaya çıktı” diyen Vorontsov, bu tür “çift kullanımlı” platformların ihracat kontrollerine tabi tutulması gerektiğini vurguladı.Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın resmi açıklamasında, Vorontsov’un sözleri şöyle aktarılıyor: “YZ’nin biyolojik alanda uygulanması giderek daha fazla ilgi görmektedir. Bu, yeni biyolojik ajanlar ve toksinler elde etmesine olanak tanıyabilecektir.”Batı’nın “Askeri Biyolojik Faaliyetleri” HedefteKonuşmanın en sert kısımlarından biri, Batı ülkelerinin (dolaylı olarak ABD ve müttefiklerini kastederek) Rusya çevresindeki laboratuvarlardaki faaliyetlerine yönelikti. Vorontsov, bu çalışmaların “askeri kurum temsilcilerinin doğrudan yardımı ve katılımıyla” yürütüldüğünü ve özel şirketler aracılığıyla gizlendiğini öne sürerek, Rusya’nın ulusal güvenliğine “doğrudan tehdit” oluşturduğunu ifade etti. “Rusya sınırlarının yakın çevresi de dahil olmak üzere, bu devletlerin ulusal toprakları dışındaki laboratuvarlarda yürütülen faaliyetler” ifadesiyle, Ukrayna ve diğer Doğu Avrupa ülkelerindeki biyolojik araştırma merkezlerini işaret eden Rus diplomat, bu iddialarını BM platformlarında da sıkça dile getirdiklerini hatırlattı.Bu uyarı, Rusya’nın uzun süredir sürdürdüğü “biyolojik güvenlik” narratifine uyuyor. Daha önce BM Genel Kurulu’nda konuşan Vorontsov, Ukrayna’daki laboratuvar projelerinin “biyolojik silah bileşenleri” geliştirmeye yönelik olabileceğini savunmuştu. Rusya, BTÖ çerçevesinde “güven artırıcı tedbirler”in güçlendirilmesi ve “Bilimsel Danışma Komitesi” kurulması gibi önerilerle, sözleşmenin kurumsal yapısını reforme etmeyi amaçlıyor. Vorontsov, Rusya’nın Soçi’de düzenlediği “Küresel Biyolojik Tehditler” konferansını örnek göstererek, Küresel Güney ve Doğu ülkelerini “eşit ve bölünmez biyolojik güvenlik” için birleştirmeye çağırdı.Küresel Güney’in Rolü ve Hindistan’ın PozisyonuKonferans, Küresel Güney’in biyogüvenlikteki “en savunmasız” konumda olduğunu vurgulayarak, bu ülkelerin sesinin BTÖ’nün geleceğini şekillendirmesi gerektiğini savundu. Jaishankar, “Biyoterörizm, uluslararası toplumun hazırlıklı olması gereken ciddi bir endişe” diyerek, sözleşmenin “uyum sistemi, kalıcı teknik organ ve yeni bilimsel gelişmeleri izleme mekanizması” eksikliklerine işaret etti.Hindistan, etkinlikte “Küresel Güney’in en çok kazanacak ve katkı sağlayacak taraf” olduğunu belirterek, uluslararası işbirliğinin sınır ötesi tehditlere karşı zorunlu olduğunu vurguladı.Rusya’nın önerileri arasında, BTÖ bünyesinde “mobil biyomedikal üniteler” oluşturulması ve epidemilere karşı yardım mekanizmaları da yer alıyor. Vorontsov, bu girişimlerin “Küresel Güney’in egemenlik ilkesine dayalı” biyolojik güvenlik sağlamayı hedeflediğini ekledi.Tepkiler ve Gelecek AdımlarKonuşma, sosyal medyada ve uluslararası platformlarda yankı buldu. X (eski Twitter) kullanıcıları, YZ’nin biyolojik silahlara entegrasyonunu “ChatGPT benzeri bir biyoteknoloji anı” olarak nitelendirerek, Çin veya Rusya gibi aktörlerin bu alanda öncü olabileceği uyarısında bulundu. Batı medyası ise Rusya’nın iddialarını “propaganda” olarak değerlendirirken, GlobalSecurity.org gibi kaynaklar Vorontsov’un sözlerini tam metin olarak yayınladıBTÖ’nün Dokuzuncu Gözden Geçirme Konferansı öncesi, Rusya’nın bu çağrıları diplomatik gerilimi artırabilir. Moskova, Batı’nın “çift kullanımlı teknolojiler”deki ihmallerini eleştirirken, Küresel Güney ülkelerini yanına çekmeye çalışıyor. Uzmanlar, YZ destekli biyolojik risklerin “hızla evrilen” bir tehdit olduğunu belirterek, acil ihracat kontrolleri ve uluslararası denetim mekanizmalarını öneriyor.Konferansın sonuç bildirgesi, biyogüvenlikte “eşitlikçi yaklaşımlar”ı teşvik ederken, Rusya’nın endişeleri resmi kayda geçirildi. Gelecek aylarda BM’de tartışılacak bu konu, küresel güvenlik mimarisini yeniden şekillendirebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir