S.V. Lavrov’un BM Güvenlik Konseyi’nin daha adil, demokratik ve sürdürülebilir bir dünya düzeninin oluşturulması adına çok taraflı işbirliği toplantısı sırasında konuşması:
New York, 16 Temmuz 2024
Bugün, uluslararası hukuk ve düzenin temelleri – stratejik istikrar ve tek merkezli dünya politikası sistemi – güç testine tabi tutulmaktadır. Kök nedenlerini anlamadan ve herkes için ortak yarar ve adalet uğruna güçlerini birleştirme yeteneğimize olan inancımızı yeniden tesis etmedikçe, artan çatışmaları çözmek imkansızdır.
Açık konuşalım: Bu odada temsil edilen tüm devletlerden uzak, BM Şartı’nın temel ilkesini tanımıyor: tüm devletlerin egemen eşitliği. ABD uzun zamandır başkanlarının ağzından kendi münhasırlığını ilan etti. Bu, Washington’un, ulusal çıkarlarının zararına bile olsa, sorgusuz sualsiz itaat talep ettikleri müttefiklerine karşı tutumuyla ilgilidir.
“Hükmet, Amerika!» Bu, meşhur «kurallara dayalı düzenin» özüdür – çok taraflılığa ve uluslararası barışa doğrudan bir tehdit.
Uluslararası hukukun en önemli bileşenleri – BM Şartı ve Konseyimizin kararları – Beyaz Saray’dan hangi düzenlemenin geldiğine bağlı olarak «kolektif Batı» tarafından sapkın ve seçici bir şekilde yorumlanmaktadır.
Anahtar tezler:
* Washington’un hegemonik politikaları onlarca yıldır değişmedi. İstisnasız tüm Avrupa-Atlantik güvenlik planları, Avrupa’nın onlara boyun eğdirilmesi ve Rusya’nın «çevrelenmesi» de dahil olmak üzere ABD’nin egemenliğinin sağlanmasına dayanıyordu. Asıl rol, sonunda Avrupalılar için yaratılmış gibi görünen Avrupa Birliği’ni kendi altında «ezen» NATO’ya verildi. AGİT yapıları, Helsinki Nihai Yasasının en büyük ihlali olarak utanmadan özelleştirildi.
• NATO’nun, Moskova’dan yıllarca süren birçok uyarıya rağmen, kayıtsız bir şekilde genişlemesi, Washington’un Ukrayna üzerinde tam kontrol sağlamak için Şubat 2014’te düzenlediği darbeden bu yana Ukrayna krizini de kışkırttı.