Kırk yıl düşünsem Knut Hamsun’u bu konuda haklı göreceğim aklıma gelmezdi doğrusu. Aman yanlış anlaşılmasın; onun Nazizme ve Hitler’e olan hayranlığına değil, ilkel yaşama dönme arzusuna hak veriyorum. Gerçi İsrail, Nazilere rahmet okutma aşamasına gelen saldırganlığıyla korkarım ki bu gidişle pek çok insanı Nazi hayranı yapacak.
Teknolojik gelişmenin insan yaşamını kolaylaştırıcı hatta kurtarıcı önemli fonksiyonları olduğuna kuşku yok. Bugün artık hayli ilkel kalan röntgen cihazları 1895 yılında bulunduğunda sağlık sektöründe bir çığır açtı. Modern fiziğin başlangıcı sayılan bu buluş, X ışını olarak adlandırıldı. X ışınları, kemik kırıklarının, iç organ hastalıklarının ve diğer hastalıkların teşhisinde bugün bile yaygın bir şekilde kullanılıyor.
Ancak Wilhelm Conrad Röntgen, X ışınını bulduğu zaman deneylerinde elini kullandığı için aşırı dozda X ışınından parmaklarını da kaybetmişti. Onun röntgeni keşfi, radyasyon fiziği ve atom fiziği gibi alanlarda önemli gelişmelere yol açtı. İşte 1895 yılında Wilhelm Conrad Röntgen’in atom çekirdeği etrafında dönen elektronların yörüngelerinin bir uyarım nedeniyle bulundukları yörüngeden bir diğer yörüngeye geçiş yaptıklarında ortaya çıkan X ışınlarını keşfetmesi, nükleer radyasyonu incelemeye yönelik ilk adım oldu.
Bu tarihten 1945’e kadar olan dönem, atom ve atom altı dünyasının keşfinde en önemli yıllar olarak kabul ediliyor. Sonrasını biliyorsunuz. Radyasyon, enerjinin uzayda veya maddi bir ortamda dalgalar veya parçacıklar halinde yayılması veya iletilmesiyle neler neler icat edildi. Telefonlar, telsizler, uydular, mikrodalgalar, robot süpürgeler, MR cihazları gibi insan hayatını iyileştiren ve kolaylaştıran cihazların yanında lazer güdümlü silah sistemlerinden füzelere kadar say sayabildiğin kadar.
DÜŞÜNMEKTEN KURDEŞEN OLACAĞIZ
Teknolojik gelişmenin yaydığı başta kanser olmak üzere pek çok hastalığın karşısında boynumuz kıldan inceydi. Ama bir de günlük yaşamımızda kullandığımız basit araçların ölüm makinesine dönüştüğünü de gördük çok şükür. 90’lı yılların başında kullandığımız ve o günlerde bizim için müthiş bir buluş gibi görünen çağrı cihazları bile ölümcül bir silaha dönüşebiliyor mesela.
Uzmanlar her ne kadar, patlayan çağrı cihazı değil onun içine yerleştirilen birkaç gramlık patlayıcı deseler de insanlar elindeki telefonun, evinde kullandığı manyetik dalga ile çalışan aletlere patlamaya hazır bomba gözüyle bakmaya çoktan başladı. Yerli savunma sanayisinde önemli adımlar atmamıza karşın, önemli savunma ve haberleşme sisteminde en büyük tedarikçimiz İsrail’di. Hadi bakalım, düşün dur. Ya bize sattıkları Heron’lar, F4 ile F5 savaş uçaklarının radar sistemleri de patlarsa?
Telsizleri, F4 ve F16 uçaklarından alınan görüntülerin yere indirilmesini sağlayan Dataling 16’lara ya bir şeyler yerleştirdilerse? Daha bunun telsizi var, tank aksamları var. Düşünmekten kurdeşen dökeceğiz. Hep bunlar o kahrolası Alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen denen herifin yüzünden. Röntgen’i buldu iyi halt etti. Knut Hamsun haklıymış gerçekten. En iyisi ilkel yaşama ve doğaya geri dönmek. Ne ozon deliği, ne küresel ısınma, ne radyasyon, ne nükleer silahlar, ne karbon, ne asbest derdi vardı eskiden.
Cumhuriyet