Maraş Katliamı’nın 47. Yılında Alevi Toplumu’ndan Çağrı: “Unutmadık, Unutturmayacağız
Alevi toplumunun önde gelen kurumları, 19-26 Aralık 1978’de Kahramanmaraş’ta yaşanan ve yüzlerce Alevi’nin vahşice katledildiği Maraş Katliamı’nın 47. yılında ortak bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, katliamın planlı ve inanç temelli bir saldırı olduğu vurgulanarak, adalet talebi yinelenirken, Suriye’de Alevilere yönelik devam eden saldırılara da dikkat çekildi.Basın açıklamasında, Maraş Katliamı’nın Alevi toplumunda derin bir kırılma yarattığı belirtilerek, “Yüzlerce Alevi vahşice katledilmiş, binlercesi yaralanmış, on binlercesi zorunlu göçe maruz bırakılmıştır. Alevilere ait mahalleler sistematik olarak hedef alınmış, evler, işyerleri ve tarım arazileri yağmalanmış ve yakılmıştır” denildi.Katliamın münferit bir olay olmadığı, örgütlü ve devlet gözetiminde gerçekleştiği ifade edilen metinde, “Maraş, yalnızca geçmişte yaşanmış bir trajedi değil; adalet sağlanmadığı için bugünü ve geleceği tehdit eden açık bir yaradır” vurgusu yapıldı. Çocukların, hamile kadınların ve yaşlıların yalnızca Alevi kimlikleri nedeniyle katledildiği belirtilerek, devletin yurttaşlarını koruma sorumluluğunu yerine getirmediği eleştirisi getirildi.Alevi toplumunun ortak hafızasında Koçgiri, Dersim, Çorum, Sivas, Gazi ve Ankara’daki benzer olaylarla birlikte kapanmayan bir yara olarak nitelendirilen Maraş Katliamı için, “Bu katliam bir insanlık suçudur. Failler ve sorumlular ortaya çıkarılmadan, cezasızlık politikalarına son verilmeden toplumsal barış kurulamaz” çağrısı yapıldı.Açıklamada şu talepler öne çıktı:Genelkurmay ve devlet arşivlerinin derhal açılması,Kayıpların mezar yerlerinin gizlenmemesi,Maraş Katliamı’nın bağımsız ve tarafsız bir şekilde yeniden soruşturulması.Suriye’deki Alevilere Yönelik Saldırılar da GündemdeMetinde, Maraş Katliamı’nın yalnızca Türkiye ile sınırlı olmadığına işaret edilerek, Suriye’deki Alevilere (Nusayriler) yönelik sistematik saldırılara dikkat çekildi. “Suriye’deki selefi çetelerin silahlandırılması sürecinden günümüze kadar yüzlerce Alevi köyü hedef alınmış, binlerce sivil yalnızca kimlikleri nedeniyle katledilmiştir” denildi.Her iki coğrafyadaki saldırıların aynı nefret ideolojisinin ürünü olduğu belirtilerek, “HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) çetelerine verilen askeri ve ekonomik destek, Alevilerin katliamına cesaret vermektedir. Dökülen her kanda sorumluluğunuz vardır” ifadeleriyle uluslararası toplum ve devletler eleştirildi. Özellikle HTŞ lideri Ahmet eş-Şara (Colani) ve çeteleri korumaktan vazgeçilmesi çağrısı yapıldı.Alevi kurumları, eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü ve laik demokratik bir Türkiye taleplerinden vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, açıklamayı “Unutmadık, unutturmayacağız!” sloganıyla sonlandırdı.Maraş Katliamı, resmi kayıtlara göre 111 kişinin ölümüyle sonuçlanmış olsa da, Alevi kaynakları gerçek rakamın çok daha yüksek olduğunu savunuyor. Olaylar, 12 Eylül 1980 darbesine zemin hazırlayan provokasyonlardan biri olarak tarihe geçti. Suriye’deki gelişmeler ise 2025’te HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesinin ardından Alevi bölgelerinde artan şiddet olaylarıyla gündemde kalmaya devam ediyor.