Târih, yalnızca devletlerin değil, dillerin ve inançların da göçtüğü bir yerdir. Biz Balkar Türkleri, Kafkas Dağları’nın eteklerinde, Elbruz’un gölgesinde bir kimlik oluştururken; bizden çok da uzak olmayan bir topluluk, Kırım bozkırlarında farklı bir inançla ama tanıdık bir dille varlığını sürdürüyordu: Karaimler.
ORTAK ATA: HAZARLAR VE BOZKIRIN TÜRKÎ HALKLARI
8. ve 9. yüzyıllarda Hazar Kağanlığı, hem Kafkasya’nın kuzeyini hem Karadeniz’in doğu kıyılarını kontrol eden büyük bir devletti. Türkçe konuşan bu halkların bir kısmı, dönemin siyâsi koşulları gereği Yahudiliği benimsedi. Bu dönüşüm, günümüzün Karaim (Karay) Yahudilerini oluşturdu. Aynı çağlarda, Balkarların ataları da Kafkasya’nın güney sınırlarında, Hazar etkisi altındaki bölgelerde yaşamaktaydı. Hazar ordusunda görev alan, bozkır kültürüne âşina Türk topluluklarıydık.
DİLDE KARDEŞLİK
Karaimler bugün artık yok olmaya yüz tutmuş bir dil konuşurlar: Karaimce. Bu dil, Kıpçak lehçesi temelinde şekillenmiştir. Aynı şekilde, Balkarca da Kıpçak grubuna dâhildir. Karaimce konuşan bir kişi ile bir Balkar’ın bâzı temel kelimeleri anlaması mümkündür. Bu, kan bağından ziyâde dilsel ve kültürel bir mîrasın ortaklığıdır. Örneğin:
Türkçe | Karaimce | Balkarca |
---|---|---|
el | el | el |
göz | köz | köz |
su | su | su |
İNANÇTA AYRILIK, KÖKTE YAKINLIK
Balkar halkı, tarih boyunca İslâm’ı benimsemiş, özellikle Sünnî-Hanefî geleneği sürdürmüştür. Karaimler ise Musevi inancının Karaim mezhebine bağlıdır. Ancak Karaim mezhebi, klasik Yahudilikten ayrılarak yalnızca Tevrat’ı kabul eder, Talmud’u reddeder. Bu farklılık, Karaimlerin hem Yahudiler hem de Müslümanlar arasında farklı ve yalnız bir topluluk olarak görülmesine neden olmuştur.
COĞRAFYANIN SESSİZ TANIKLIĞI
Balkarlar, dağların çocukları; Karaimler ise bozkırın ve şehirlerin… Ancak her iki halk da baskı, göç, asimilasyon ve varoluş mücâdelesi ile yoğrulmuştur. Karaimler Trakai’de birkaç yüz kişi kalırken, Balkarlar da Sovyet sürgünleriyle sınanmıştır. Bu iki halkın yolları doğrudan kesişmemiş olabilir, ama aynı târihsel rüzgârlarda savrulmuş, aynı dillerle dua etmiş, aynı atlı göçebe kültürünün izlerini taşımıştır.
KAPANIŞ: DİLLER SUSTUKÇA AKRABALIK KAYBOLUR
Bugün Karaimce UNESCO’nun yok olmakta olan diller listesinde. Karaimler artık Litvanya’da sembolik olarak varlar. Balkarca ise dağların sessizliğinde yaşamaya devam ediyor. Ama biliyoruz ki dilimiz, kimliğimizdir. Karaimler de bizim uzak, belki inançta değil ama kültürde, dilde ve kaderde yakın bir kardeşimizdir.