Hacı Bayram Üniversitesinde İkinci Dünya Savaşı Sırasında Rus-Türk İlişkileri konulu Uluslararası Konferans düzenlendi.

Şubat ayında Ankara’daki Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi A.V.Erkhov’un açılış konuşmasını yaptığı “İkinci Dünya Savaşı Sırasında Rus-Türk İlişkileri” konulu Uluslararası Konferans düzenlendi. Etkinlik başlamadan önce A.V.Erkhov ve üniversite rektörü N.Bostancı, Büyük Vatanseverlik Savaşı’ndan kalma propaganda posterlerinin sergisini inceledi.

Konferansa ayrıca Rus ve Türk akademik çevrelerinden, Türkiye’deki Büyükelçilik ve Rus Evi’nden, üniversite öğrencilerinden ve medyadan temsilciler katıldı. Konferansa ayrıca Rus ve Türk akademik çevrelerinden, Türkiye’deki Rus Büyükelçiliği ve Rus Evi’nden, üniversite öğrencilerinden ve medyadan temsilciler katıldı.

Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi A.V.Erkhov’un konuşmasının tam metni:

“Sayın Rektör, Sayın Profesör ve Öğrenciler, Değerli Misafirler,

Bugün burada, Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türk-Rus ilişkileri üzerine uluslararası bir seminerdeyiz. Konu dar ve bugünün hayatıyla pek ilgisi yok gibi görünüyor. Ancak böyle düşünmek yanlış olur. Her şeyden önce, tarihi bilmek, ondan ders almak gerekir; çünkü, dünün hatalarını bugün ve yarın tekrarlamamak için. Tarihin bize öğrettiği dersler, bu bakımdan, hiçbir zaman gereksiz değildir.

İkinci olarak, İkinci Dünya Savaşı’nın konusu, özellikle de sona ermesinin 80. yıldönümünü kutlamaya hazırlanırken, hiç bu kadar alakalı olmamıştı. Günümüz dünyasında da tıpkı o zaman olduğu gibi, kelimenin tam anlamıyla tektonik değişimler yaşanıyor: Çatışmalar ve savaşlar alevleniyor, devletler ve hükümetler çöküyor, yüz binlerce, hatta milyonlarca insan, kendi topraklarından kaçıp sığınacak bir yer arıyor. Tıpkı o zaman olduğu gibi kan dökülüyor. Ve bugün yaşadığımız sorunların çoğu o tehlikeli ve kanlı dönemde başladı. Bu nedenle, bugün yaşananların doğru anlaşılması ve araştırılması, onlarca yıldır siyasi ve propaganda egzersizleriyle etrafımızda “sarılmış” olan her şeyin “kesilmesi” için bu yılların deneyimlerinin bilimsel olarak anlaşılması çok ama çok önemlidir.

Son olarak, bir başka önemli nokta. Farklı yerlerde, farklı insanların farklı şeyler görmesi normaldir. Bu normaldir, çünkü tam bir fikir birliği ancak mezarlıkta mümkündür ve o da her zaman değil. Ama ben, önemli tarihsel olaylar konusundaki görüş ayrılıklarının, her şeyden önce, suçlama ve iddialarda bulunmak için değil, ciddi ve ayrıntılı bir tartışma için bir neden olması gerektiğine inanıyorum. Yalnızca bu tür bir tartışma, yani doğrudan ve mantıklı bir tartışma, yalnızca gerçeğin araştırılmasına (bu kavramın göreliliğine karşın) hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda, şimdiye dek hararetli bir tartışma konusu olan konularda, tarafların birbirlerinin konumlarını anlamalarına da yardımcı olur. Bilgi ve anlayış büyük ölçüde birbiriyle bağlantılıdır. O halde konuşalım, tartışalım. O zaman bağırmak zorunda kalmayız, Tanrı korusun, ateş etmek zorunda da kalmayız.

Bu nedenle, bu salonda toplanan değerli araştırmacıları yürekten ve saygıyla selamlıyor, bilimsel arayışlarında başarılar diliyorum. Teşekkür ederim.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir