C.H.P. İstanbul’da kayyum darbesine imzâ atan isimlerden biri olan Hasan Babacan, sonunda aklını başına aldı ve heyetten çekildi. Üstelik, görevden alınan seçilmiş İl Başkanı Özgür Çelik ile görüşerek tarafını da netleştirdi.
Bu karar, geç kalınmış olsa da târihin doğru noktasında atılmış bir adımdır. Çünkü mesele şahısların kavgası değil, C.H.P.’nin İstanbul’daki örgüt irâdesine açıkça yapılan bir operasyon meselesidir.
Kayyum heyetine giren herkes, tabanın sesini yok saymış ve “atanmış vesâyete” ortak olmuştur. Bugün Hasan Babacan’ın geri adımı, sadece kendi adını kurtarmakla kalmamış; aynı zamanda parti tabanının isyânını da görünür kılmıştır.
Gürsel Tekin ve arkasındaki irâde, örgütü susturup İstanbul’u bir emir-komuta zincirine sokmak istiyor. Ancak görüyoruz ki, bu dayatma her geçen gün daha da çürüyor.
Babacan’ın tavrı, gecikmiş bir özürdür. Ama siyâsette bazen geç gelen kararlar bile târihin doğru tarafına düşmek için yeterlidir. İstanbul’da yaşananlar, kayyum anlayışının C.H.P.’yi tükettiğini ve partiye hiçbir şey kazandırmadığını açıkça gösteriyor.