1983 yılında Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Galip Balkar’a yönelik düzenlenen suikast, uluslararası diplomasi târihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Suikastı gerçekleştiren Harutyun Krikor Levonian ve Rafi Alexander Elbekian, Ermeni terör örgütü JCAG (Justice Commandos of the Armenian Genocide) adına hareket ettiklerini açıklamışlardır.
SUİKASTIN ARDINDAN: MAHKEME VE CEZALAR
Suikastın failleri, 9 Mart 1984 târihinde Belgrad’da görülen dâvâda, her biri 20 yıl hapis cezâsına çarptırılmıştır. Ancak, Levonian’ın sağlık sorunları nedeniyle Haziran 1987’de serbest bırakıldığı belirtilmektedir. Elbekian ise 1995 yılında Ermenistan’a geçmiştir. Bu serbest bırakmaların, dönemin Sırp lîderi Slobodan Milošević’in doğrudan müdâhalesiyle gerçekleştiğine dâir herhangi bir resmî belge veya güvenilir kaynak bulunmamaktadır.
MİLOŠEVIĆ’İN İKTİDÂRA GELİŞİ
Slobodan Milošević, 1989 yılında Sırbistan Komünist Partisi’nin genel sekreteri olarak iktidâra gelmiş ve 1990 yılında Sırbistan Cumhuriyeti’nin devlet başkanı olmuştur. Bu dönemde, Levonian ve Elbekian’ın serbest bırakılmaları, Milošević’in doğrudan bir affı veya müdâhalesiyle değil, idâri kararlarla gerçekleşmiştir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Galip Balkar’ın katillerinin serbest bırakılmasında Slobodan Milošević’in doğrudan bir rôlü bulunmamaktadır. Serbest bırakılmalar, dönemin sağlık ve idârî koşulları çerçevesinde gerçekleşmiştir. Ancak, bu durum, dönemin siyâsi atmosferi ve idâri uygulamaları hakkında önemli soruları gündeme getirmektedir. Bu konu, uluslararası diplomasi, terörizm ve devlet politikaları açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir. Galip Balkar’ın anısı, Türk dış politikasının şekillenmesinde ve uluslararası ilişkilerdeki hassâsiyetin anlaşılmasında önemli bir referans noktasıdır.