Fransa Başbakanı François Bayrou, hükümetinin 43,8 milyar euroluk (yaklaşık 2 trilyon TL) tartışmalı bütçe kesinti planı için 8 Eylül 2025 tarihinde Ulusal Meclis’te güvenoyu isteyeceğini açıkladı. Bu karar, ülkenin yüksek bütçe açığını kontrol altına almak amacıyla kritik bir adım olarak görülüyor. Ancak Bayrou’nun hükümetinin bu oylamayı kazanıp kazanamayacağı, Fransa’nın siyasi geleceği açısından belirleyici olacak.
Bayrou’nun sunduğu tasarruf planı, kamu harcamalarında ciddi kesintiler, vergi artışları ve sosyal yardımların dondurulması gibi önlemleri içeriyor. Bu önlemler, bütçe açığını 2026 yılına kadar GSYİH’nın %5,8’inden %3’e indirmeyi hedefliyor. Ancak, bu planlar, özellikle düşük gelirli kesimler ve kamu çalışanları arasında büyük tepki topladı.
Muhalefet partileri, bu tasarruf paketini sosyal adaletsizlik olarak değerlendirerek, güvenoylamasında hükümete karşı oy kullanacaklarını açıkladılar. Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Komünist Parti ve Sosyalist Parti gibi sol eğilimli partiler, aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) ile birlikte Bayrou hükümetinin düşürülmesi için birleşmiş durumda. Bu birleşim, hükümetin parlamentoda çoğunluğu kaybetme riskini artırıyor.
Eğer Bayrou, güvenoylamasında başarısız olursa, hükümetin düşmesi ve yeni bir seçim çağrısı gündeme gelebilir. Ancak Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, parlamentonun dağılmasından ziyade yeni bir başbakan atamayı tercih etmesi olasılığı bulunuyor. Bu durum, Fransa’nın siyasi istikrarı ve ekonomik reform süreci üzerinde önemli etkiler yaratabilir.
Bayrou’nun bu cesur hamlesi, ülkenin ekonomik geleceği için kritik bir dönüm noktası teşkil ediyor. Ancak, parlamentodaki belirsizlik ve halkın geniş kesimlerinin karşıt görüşleri, reformların başarısını zorlaştırıyor. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, Fransa’nın ekonomik ve siyasi yönelimini şekillendirecek gibi görünüyor.