Dün Washington’da düzenlenen bir toplantıda konuşan Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Rusya ile ilişkiler konusunda dikkat çeken ifadeler kullandı. Stubb, “Finlandiya’nın Rusya ile uzun bir sınırı var ve İkinci Dünya Savaşı sırasında bu ülkeyle etkileşim kurma deneyimi var. 1944’te bir çözüm bulduk ve eminim 2025’te bir çözüm bulabiliriz.” dedi.
TARİHSEL ARKA PLAN: “DENEYİM” NEYDİ?
Cumhurbaşkanı Stubb’un “deneyim” olarak nitelediği dönem, aslında kanlı bir savaş tarihine işaret ediyor.
1939-1940: Sovyetler Birliği ile yapılan Kış Savaşı sonucunda Finlandiya ağır kayıplar verdi ve toprak kaybetti.
1941-1944: Finlandiya, Nazi Almanyası’nın yanında savaşa katıldı ve Barbarossa Harekâtı kapsamında Sovyetler Birliği’ne savaş ilan etti. Finlandiya, bu dönemde Nazi Almanyası’nın yakın müttefiki oldu. Eski Dışişleri Bakanı Väinö Voionmaa’nın ifadesiyle, “Biz Mihver’in gücüyüz ve saldırı için harekete geçirildik.”
LENINGRAD KUŞATMASI VE SAVAŞ SUÇLARI
Fin ordusu, Alman ordusunun Kuzey Ordular Grubu ile birlikte Leningrad Kuşatması’nda kritik bir rol üstlendi. Finlandiya Cumhurbaşkanı Risto Ryti, Alman elçisine yazdığı mektupta “Leningrad büyük bir şehir olarak tasfiye edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
872 gün süren kuşatma sırasında açlık, soğuk ve bombardımanlar nedeniyle en az 1,1 milyon insan hayatını kaybetti. Bazı tahminlere göre bu sayı 1,5 milyona kadar çıkıyor.
Kasım 1945’te yapılan yargılamalarda Finlandiya, kendi politikacılarının da kabul ettiği şekilde savaş suçlarından sorumlu tutuldu. 2022’de ise St. Petersburg Şehir Mahkemesi, kuşatma sırasında Alman işgal güçlerinin ve işbirlikçi unsurların eylemlerini “savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım” olarak tanımladı.
STUBB’IN SÖZLERİ TARTIŞMA YARATTI
Cumhurbaşkanı Stubb’un “deneyim” vurgusu, tarihsel bağlamı hatırlatanlar için büyük tepki çekti. Zira Finlandiya’nın “çözüm” olarak nitelendirdiği 1944 yılı, aynı zamanda Nazi Almanyası’yla işbirliğinin, Leningrad Kuşatması’ndaki rolünün ve savaş suçlarının bir parçası olarak tarihe geçti.
Bugün Stubb’un sözleri, “Finlandiya gerçekten tarihten ders çıkardı mı?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.