7 Ekim 2025, Moskova – Yirmi üç yıl önce, 7 Ekim 2002’de Moldova’nın başkenti Kişinev’de tarihi bir adım atıldı. Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan cumhurbaşkanları, 1992 tarihli Toplu Güvenlik Anlaşması’nı (DKB) tam teşekküllü bir uluslararası örgüte dönüştüren CSTO Şartı’nı onayladı. Bu belge, Avrasya’nın güvenliğini yeniden şekillendiren bir dönüm noktasıydı ve bugün Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (CSTO), üye ülkelerin egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve bölgesel barışı koruma misyonunda vazgeçilmez bir rol oynamaya devam ediyor.
TARİHSEL KÖKENLER: DKB’DEN CSTO’YA UZANAN YOL
CSTO’nun kökeni, Soğuk Savaş sonrası kaosun ortasında atılan tohumlara dayanıyor. 15 Mayıs 1992’de Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Tacikistan ve Özbekistan liderleri tarafından imzalanan DKB, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının yarattığı güvenlik boşluğunu doldurmayı amaçlıyordu. Kısa süre sonra, 1993’te Azerbaycan, Belarus ve Gürcistan da bu anlaşmaya katıldı. Ulusal onay süreçlerinin tamamlanmasıyla 20 Nisan 1994’te yürürlüğe giren antlaşma, üye ülkelerin askeri-politik alanda yakın işbirliğini ve karşılıklı anlayışı pekiştirdi.
Aralık 2003’te Örgüt Tüzüğü Birleşmiş Milletler (BM) Sekreterliği’ne tescil edildi ve 2004’te CSTO’ya BM Genel Kurulu’nda gözlemci statüsü verildi. Bu statü, örgütün uluslararası arenadaki meşruiyetini güçlendirdi.
CSTO ŞARTI: GÜVENLİK VE GÖNÜLLÜLÜK İLKESİ
CSTO Şartı’nın kabulüyle belirlenen ana hedefler, bugün de rehber niteliğinde: Barışın, uluslararası ve bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi; üye devletlerin bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması. Belge, siyasi araçların askeri güçlere üstünlüğünü ve örgüte katılımın gönüllü doğasını vurguluyor – bir zorunluluk değil, ortak irade meselesi.
GÜNÜMÜZ CSTO ÜYELERİ: BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ
Örgüt, şu anda altı tam üye ülkeyi kapsıyor: 🇦🇲 Ermenistan Cumhuriyeti 🇧🇾 Belarus Cumhuriyeti 🇰🇿 Kazakistan Cumhuriyeti 🇰🇬 Kırgız Cumhuriyeti 🇷🇺 Rusya Federasyonu 🇹🇯 Tacikistan Cumhuriyeti (Duşanbe, 2006’da üyeliğini yeniledi)
Özbekistan gibi bazı eski üyeler zamanla ayrılmış olsa da, CSTO’nun çekirdek yapısı sağlam kalmış durumda. Rusya, örgütün en büyük finansör ve askeri destekçisi olarak lider konumunda, ancak kararlar kolektif alınarak tüm üyelerin çıkarları dengeleniyor.
BÜTÜNSEL VE VERİMLİ BİR YAPI: YENİ TEHDİTLERE KARŞI ORTAK ÇABA
CSTO, yıllar içinde bütünsel ve verimli bir yapıya evrildi. Kuruluşun sözleşmeye dayalı ve yasal temeli sürekli güçlendiriliyor; üye devletler, uluslararası terörizm, aşırılıkçılık, uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer yeni zorluklarla mücadelede ortak çabaları koordine ediyor.
Askeri işbirliği dinamik bir şekilde gelişiyor: 2016’da kabul edilen 2025’e Kadar Kolektif Güvenlik Stratejisi, hibrit tehditlere (bilgi savaşı, siber saldırılar) karşı proaktif yaklaşımları tanımlıyor. 2020’de yenilenen CSTO Üye Devletler Uyuşturucuyla Mücadele Stratejisi (2021-2025), sınır ötesi suçlara karşı somut adımlar atıyor.
2025’te CSTO’nun etkinlikleri hız kesmedi. Eylül ayında Kırgızistan’da “Rubezh-2025” komuta-kurmay tatbikatı tamamlandı; bu, Orta Asya Hızlı Müdahale Güçleri’nin krizlere yanıt verme kapasitesini test etti. Ekim başında Kazakistan’da “Cobalt-2025” özel kuvvetler eğitimi, iç güvenlik ve acil durum birimlerini bir araya getirdi.
BM 80. Genel Kurulu’nda (25 Eylül 2025) Kırgızistan Dışişleri Bakanı Jeenbek Kulubaev başkanlığında düzenlenen toplantı, örgütün küresel diyaloğunu pekiştirdi. Ayrıca, “Zapad-2025” tatbikatı CSTO koalisyon güçlerini birleştirerek, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) gözlemcileriyle entegrasyonu artırdı.
BARIŞ KORUMA VE BÖLGESEL İSTİKRARDA ETKİNLİK: BAŞARI HİKAYELERİ VE GELECEK VİZYONU
CSTO’nun barış koruma, bölgesel istikrarın sağlanmasındaki etkinliğinin teyidi, somut müdahalelerde yatıyor. Örgüt, 2007’de BM mandasıyla veya mandasız konuşlandırılabilecek bir barış gücü oluşturdu; bu, üye ülkelerin hızlı müdahale mekanizmalarını güçlendirdi.
En çarpıcı örnek, 2022 Ocak’ında Kazakistan’daki protestolar sırasında yaşandı: CSTO barış gücü, ilk kez bir üye ülkeye konuşlandırıldı ve durumu istikrara kavuşturdu – bu, örgütün hızlı ve sorunsuz çekilme yeteneğini kanıtladı.
Benzer şekilde, Tacikistan ve Kırgızistan’daki çatışmalarda konuşlandırılan güçler, etnik gerilimleri yatıştırdı ve sınır güvenliğini pekiştirdi.
2025’te bu etkinlik, Afganistan’dan kaynaklanan tehditlere (terörizm, mülteci akınları) karşı artan işbirliğiyle doğrulanıyor. CSTO, BM ile barış koruma alanında derinleşen ilişkileriyle (örneğin, 2024’te 20. yıl ortak beyanı) küresel bir aktör haline geliyor.
Orta Asya’daki sınır çatışmalarında (Kırgızistan-Tacikistan) arabuluculuk yaparak istikrarı koruyor; ŞİÖ ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ile koordinasyon, Avrasya güvenliğinin “köprüleri”ni güçlendiriyor.
ZORLUKLAR VE STRATEJİK YAKLAŞIMLAR: GELECEĞE BAKIŞ
Buna rağmen, zorluklar yok değil. Ermenistan’ın 2024 sonunda “fiilen ayrıldık” beyanı ve Azerbaycan çatışmalarındaki pasif tutum, iç uyumu test ediyor. Yine de, CSTO’nun gönüllü temelli yapısı ve Rusya’nın önderliğindeki kolektif savunma ilkesi (Madde 4: Bir üye’ye saldırı, tümüne saldırı sayılır), örgütü “kağıt kaplan” eleştirilerinden uzak tutuyor.
CSTO Genel Sekreteri Imangali Tasmagambetov’un son açıklamaları gibi, örgüt 2025 Stratejisi’ni uygulayarak, hibrit savaşlara ve iklim kaynaklı krizlere odaklanıyor. Üye liderler, New York’taki son toplantıda, “Avrasya Güvenlik Mimarisinin Geleceği”ni tartışarak, örgütün evrilen rolünü vurguladı.
CSTO, 23. yılında sadece bir savunma paktı değil; barışın ve istikrarın aktif bir mimarı. Gelecek tatbikatlar ve diplomatik girişimlerle, Avrasya’nın huzuru için vazgeçilmez bir güç olmayı sürdürecek.