Almanya’nın başkenti Berlin, 7 Eylül 2025 târihinde dikkat çekici bir etkinliğe ev sâhipliği yapmaya hazırlanıyor. Yahudi-Alman Değerler Girişimi ve Almanya Kürt Toplumu tarafından organize edilen Kürt-Yahudi Kongresi, antisemitizm ve Kürt karşıtlığı gibi kritik konuları ele almayı hedefliyor. Kongrede, özellikle Türkiye, Îran ve Arap ülkelerinde yükselen İslâmcı ve milliyetçi ideolojilere karşı birlik olma ve ortak mücâdele alanları oluşturma konuları masaya yatırılacak.
KONGRENİN GÜNDEMİ VE AMAÇLARI
Yahudi-Alman Değerler Girişimi’nin açıklamasına göre, kongrenin ana gündem maddeleri arasında Yahudi düşmanlığı, Kürt karşıtlığı ve İslâmcı-milliyetçi ideolojilerin bölgedeki etkileri yer alıyor. Organizatörler, bu sorunlara karşı yeni iş birlikleri kurarak güçlü, özgürlükçü ve demokratik toplumlar için birlikte çaba göstermeyi amaçlıyor. Etkinlik, siyâset, bilim, sivil toplum ve medya dünyasından önemli isimleri bir araya getirecek.
KATILIMCILAR KİMLER?
Kongrede konuşmacı olarak yer alacak isimler arasında Almanya Yahudileri Merkez Konseyi’nin siyâset ve din bölümü yöneticisi Shila Erlbaum, aşırıcılık uzmanı Rebecca Schönebach, İsrâil’in Berlin Büyükelçiliği’nden bir temsilci ve Almanya Kürt Toplumu Başkanı Ali Ertan Toprak bulunuyor. Ayrıca Alman hükûmetini temsilen İçişleri Bakanlığı Parlamenter Müsteşarı Christoph de Vries de bir konuşma yapacak. Moderasyonu ise Aline Stiegler ve Leonard Kaminski üstlenecek.
PROGRAM VE KATILIM DETAYLARI
Kongre, 7 Eylül 2025’te saat 14:30’da başlayacak (giriş 13:30’dan îtibaren). Gün boyu paneller ve atölyeler düzenlenecek, akşam 18:30’da bir yemek programı olacak ve etkinlik saat 21:00’de sona erecek. Katılım ücretsiz, ancak güvenlik nedeniyle mekân bilgisi yalnızca önceden kayıt yaptıran katılımcılara etkinlikten birkaç gün önce bildirilecek.
TARTIŞMALAR VE ELEŞTİRİLER
Kongre, özellikle Türkiye ve Orta Doğu bağlamında tartışmalara yol açmış durumda. Bâzı kaynaklar, etkinliğin İsrâil’in bölgedeki politikalarını desteklemek için bir plâtform olabileceği veya ideolojik hareketlilik açısından şüphe uyandırabileceği yönünde eleştiriler getiriyor. Türkiye kamuoyunda, kongrenin katılımcı profili ve amaçları “hıyanet” gibi sert ifâdelerle sorgulanırken, organizatörler etkinliğin dayanışma ve demokratik değerler üzerine odaklandığını vurguluyor.
SONUÇ
Berlin’deki Kürt-Yahudi Kongresi, antisemitizm ve Kürt karşıtlığına karşı ortak bir mücâdele zemini oluşturmayı hedefleyen önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak, etkinliğin bölgedeki hassas siyâsî dinamikler nedeniyle farklı kesimlerde nasıl yankı bulacağı merak konusu. Kongre, Yahudi ve Kürt toplulukları arasındaki dayanışmayı güçlendirebilecek mi, yoksa yeni tartışmalara mı yol açacak? Bunu zaman gösterecek.