Silivri’de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İ.B.B.) Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, konuşmacı olarak dâvet edildiği Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Konferansı’na katılamadı.
Konferansta, D.İ.S.K. Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu aracılığıyla İmamoğlu’nun gönderdiği bir mektup okundu. 23 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan İmamoğlu, Belgrad’da düzenlenen Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Konferansı’na konuşmacı olarak dâvet edilmişti. Cezâevinde bulunduğu için etkinliğe katılamayan İmamoğlu, mesajını D.İ.S.K. aracılığıyla iletti.
İmamoğlu’nun Konferans’a gönderdiği mektup, E.T.U.C. Genel Sekreteri Esther Lynch tarafından okundu. Mektup, “E.T.U.C. İlerici Belediye Başkanları Paneli” kapsamında paylaşıldı.
İmamoğlu, mesajında şu ifâdeleri kullandı: “Saygıdeğer meslektaşlarım, İstanbul’dan selamlar – 16 milyonluk bir şehirden; kıtaları, kültürleri ve bugün ise rekâbet halindeki siyâsal modelleri birleştiren bir kentten. Siyâsi saiklerle gündeme gelen ve hukûki temelden yoksun suçlamalar nedeniyle neredeyse iki aydır Silivri Cezâevi’nde bulunmamdan ötürü bugün aranızda fiziksel olarak bulunamamaktan büyük üzüntü duyuyorum.
Yine de sizlerle uzaktan da olsa deneyim ve dayanışmamızı paylaşma fırsatına sâhip olduğum için minnettarım. Tüm engellemelere rağmen, ekibim başarıyla uyguladığımız ‘İstanbul Modeli’ni sürdürmeye devam ediyor: Yeşil, yaratıcı ve âdil bir şehir vizyonu.
Çalışan kadınlar için ücretsiz kreşleri yaygınlaştırdık, uygun fiyatlı konut kooperatiflerini hayâta geçirdik, metro hatları ve elektrikli vapurlar gibi temiz toplu taşıma yatırımları yaptık, mahallelerimizi birbirine bağlayan ve şehrimizi serinleten yeşil koridorlar oluşturduk.
Kamu alımlarını ve belediye bütçemizin harcamalarını şeffaf hale getirdik; kadınların iş gücüne katılımını kolaylaştıracak kreş merkezleri açtık; yurttaşların yönetime katılmasını sağlayacak yurttaş meclisleri ve dijital demokrasi araçlarını hayâta geçirdik.
Bu sosyal yatırım bizim demokratik sorumluluğumuzdur. Katılım, eşitlik ve onur sunan bir şehir, demokrasiyi de güçlendirir. Birçoğunuzun bildiği üzere tutukluyum ve çevrimiçi olarak mesaj paylaşmam yasaklandı. Bu uygulamalar yalnızca beni değil, milyonlarca İstanbullunun demokratik özlemlerini de susturmayı hedefliyor.
Ancak İstanbul dimdik ayakta. Demokrasi baskı altındayken, biz belediye başkanları onun en önemli savunucuları olmalıyız. Adâlete ve şeffaflığa dayanan yerel lîderlik, otoriter eğilimlere ve toplumsal parçalanmaya karşı en etkili panzehir olabilir.
Gelin, şehirden şehre, yurttaştan yurttaşa, âdil ve yaşanabilir bir gelecek için birlikte çalışalım.”