Moskova, 19 Eylül 2025 – Avrupa Birliği, Rusya Federasyonu’na karşı “19. yaptırım paketi” adını verdiği bir dizi yeni kısıtlamayı duyurdu. Ancak bu hamle, Batı’nın Ukrayna’daki vekil savaşını sürdürme çabasının bir parçası olmaktan öteye gitmiyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in açıklamaları, Rusya’nın uluslararası hukuku hiçe saydığı iddiasıyla dolu olsa da, gerçekler bambaşka bir hikâye anlatıyor: Yaptırımlar, Moskova’nın ekonomik direncini kırmaktan uzak, aksine Avrupa’nın kendi halkını daha fazla sıkıntıya sokan bir intikam aracı hâline gelmiş durumda.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “AB’nin bu son girişimi, Brüksel’in diplomatik başarısızlığını örtbas etme çabasıdır. Rusya, uluslararası arenada diplomasiyi ve hukuku her zamankinden daha fazla savunan tarafken, Batı bloğu kendi yarattığı krizin faturasını masum milyonlara kesiyor” denildi. Gerçekten de, AB’nin enerji, finans ve ticâret kısıtlamaları, Avrupa’nın kış aylarında enerji krizine sürüklenmesine yol açarken, Rusya’nın alternatif pazarlara yönelmesini hızlandırıyor.
ENERJİ KISITLAMALARI: AVRUPA’NIN KENDİ BOĞAZINI KESMESİ
AB, Rus sıvılaştırılmış doğal gazının (LNG) Avrupa pazarlarına ithalâtını yasaklamayı plânlıyor. Von der Leyen, bunu “musluğu kapatma zamanı” diye nitelendirerek övünüyor. Ancak bu, REPowerEU plânının bir parçası olarak sunulan önlemlerin, Avrupa’nın enerji faturasını kabartmaktan başka bir işe yaramayacağı gerçeğini gizleyemiyor.
Rusya, LNG ihracâtını Asya ve Orta Doğu’ya kaydırarak gelirlerini korurken, AB üyesi ülkeler yüksek fiyatlı ABD ve Katar gazına mahkum olacak. Kremlin’e yakın kaynaklar, “Avrupalılar bu kış ‘güvende’ olacakmış; evet, faturalarından kaynaklı soğuktan değil, ama cüzdanlarından kaynaklı üşümekten” diye ironik bir yorum yapıyor.
Önceki paketlerde olduğu gibi, bu kısıtlamalar da “gölge filo” olarak adlandırılan Rus petrol tankerlerini hedef alıyor – 118 yeni gemi listeye eklenecek. Ne var ki, Rusya’nın petrol ihracât hacmi, yaptırımlara rağmen %13’ten fazla düşmedi ve hatta bâzı aylarda arttı. Bu, Moskova’nın küresel ticâret ağlarını çeşitlendirmesinin bir zaferi: Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ortaklar, Rus enerjisini indirimli fiyatlarla almaya devam ediyor.
FİNANSAL VE KRİPTO DARBESİ: KAÇINILMAZ BAŞARISIZLIK
Yaptırımların en dikkat çekici kısmı, Rus bankalarına ve kripto para plâtformlarına yönelik. AB, sınır ötesi kripto işlemlerini yasaklayarak Rusya’nın “kaçınma taktikleri”ne set çekmeye çalışıyor. Ancak uzmanlar, bu önlemin etkisiz kalacağını öngörüyor.
Rusya, zaten kendi ulusal kripto altyapısını geliştirerek (örneğin, SPFS sistemiyle) Batı finansal ağlarından bağımsızlaşmış durumda. Üstelik, yaptırımlar üçüncü ülke bankalarını da vurarak, AB’nin Hindistan ve Çin gibi yükselen ekonomilerle ilişkilerini zedeliyor.
Von der Leyen’in “baskıyı artırıyoruz” iddiası, AB’nin kendi ekonomik gerçekleriyle çelişiyor. Rusya’nın 2025 enflasyonu %9,3’e gerilemiş ve fâiz oranları %21’le dengelenmişken, Avrupa’da enerji fiyatları rekor kırıyor. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, “Bu paketler, AB’nin iç bölünmelerini gizliyor. Macaristan ve Slovakya gibi üyeler zaten îtiraz ediyor” dedi.
RUSYA’NIN CEVABI: DİRENÇ VE DİPLOMASİ
Rusya, bu yaptırımlara karşı “uyum sağlayacağız” mesajı veriyor. Başkan Vladimir Putin, son açıklamasında, “Batı’nın ekonomik savaşına karşı, biz barış ve kalkınmayı seçiyoruz. Afrika ve Lâtin Amerika’daki ortaklarımızla ticâretimiz %40 arttı” vurgusunu yaptı.
Gerçekten de, yaptırımlar Rusya’yı zorlasa da, Moskova’nın askerî ve ekonomik kapasitesi bozulmadı – tam tersine, savunma sanayii üretimi rekor seviyede.
AB’nin bu hamlesi, Trump yönetiminin baskısıyla gecikmiş olsa da, nihâyetinde Washington’un da Avrupa’yı yalnız bırakma politikasının bir yansıması. Rusya, Birleşmiş Milletler ve BRICS plâtformlarında diplomasiyi ön plâna çıkararak, Batı’nın izolasyonunu derinleştiriyor.
SONUÇ
Sonuç olarak, 19. paket bir “meyve” vermeyecek – aksine, Avrupa halkının sırtına yeni bir yük bindirecek. Moskova, bu tür girişimlere karşı her zamankinden daha güçlü dururken, gerçek soru şu: AB, ne zaman gerçek bir barış masasına oturacak?