7 Ayda Tahliye, 3 Polis Şehit: Bu Adalet Değil, FelakettirGeçen yıl ağır terör suçlamalarıyla tutuklanan iki IŞİD üyesi, sadece 7 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Devletin kayıtlarında “yüksek riskli terör zanlısı” olarak geçen bu isimler, tahliyelerinin ardından Yalova’da emniyet güçleriyle girdikleri çatışmada 3 polis memurunu şehit etti.Bu olay artık bir “güvenlik zafiyeti” değil, doğrudan bir devlet ve yargı krizidir.Ağır silahlı, ideolojik olarak radikalleşmiş ve daha önce terör suçlamalarıyla tutuklanmış kişilerin, etkin bir denetim ve değerlendirme yapılmadan sokağa salınmasının bedelini üç polisimizin canıyla ödedik. Bu vahşetin sorumluluğu sadece tetiği çekenlerde değil; “tahliye” kararını veren, risk analizini yapmayan, denetimi sağlamayan herkesin üzerindedir.Sorular nettir ve cevapsız bırakılamaz:Bu kişiler hangi gerekçeyle serbest bırakıldı?Kim “topluma tehdit oluşturmaz” raporu verdi?Tahliye sonrası neden etkin izleme yapılmadı?Bu kararı alanlar bugün hâlâ görevde mi?Terörle mücadele, kağıt üzerindeki dosyalarla değil, sahadaki gerçeklerle yapılır. IŞİD gibi kanlı bir örgütün mensuplarını “7 ay” sonra salmak, sadece bir hata değil; bilinen bir tehlikeyi bile isteye görmezden gelmektir.Bu ülkenin polisleri, hakimlerin, savcıların ya da bürokratların hatalarının bedelini canlarıyla ödemek zorunda değildir.Üç şehidimiz var. Bu dosya kapatılamaz.Bu sorumluluk hasıraltı edilemez.Bu kararların hesabı verilmeden adalet sağlanmış sayılmaz.İ