RTÜK’ten Yalova Operasyonuna Yayın Kıskacı: Kamuoyuna Bilgi Yerine Sessizlik Dayatması
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Yalova’da DEAŞ terör örgütüne yönelik yürütülen bir operasyonu gerekçe göstererek geçici yayın yasağı getirdi. Karar, kamuoyunun haber alma hakkına bir kez daha ağır bir darbe olarak kayda geçti.RTÜK’ten yapılan açıklamada, operasyonla ilgili olarak “resmi makamlar dışında açıklama yapılmaması” istendi. Medya kuruluşlarına ise her zamanki gibi “sorumlu yayıncılık” hatırlatması yapıldı. Ancak bu ifadeler, son yıllarda sıkça uygulanan yayın yasaklarının artık istisna değil, kural haline geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.Haber Alma Hakkı Askıya mı Alındı?DEAŞ gibi kamu güvenliğini doğrudan ilgilendiren bir terör örgütüne yönelik operasyonda, basının susturulması şeffaflık ilkesini ciddi şekilde tartışmalı hale getiriyor. Kamuoyu, ne olduğunu değil; ne kadarının kendisinden saklandığını sorgulamak zorunda bırakılıyor.RTÜK’ün “resmi açıklamalar dışında yayın yapılmamalı” talebi, fiilen tek sesli bilgi akışı anlamına geliyor. Bu yaklaşım, özgür basının temel işlevi olan sorgulama, araştırma ve kamu adına denetleme görevini ortadan kaldırıyor.Terörle Mücadele mi, Bilgiyle Mücadele mi?Yayın yasaklarının her kritik olayda otomatik olarak devreye sokulması, “terörle mücadele” gerekçesinin basın üzerinde bir baskı aracına dönüştüğü eleştirilerini güçlendiriyor. Toplumun güvenliği gerekçesiyle alınan bu kararlar, uzun vadede toplumun bilgiye olan güvenini zedeliyor.Basının görevi söylentiyi değil, doğru bilgiyi yaymaktır. Yayın yasağı ise söylentinin önünü açar, gerçeğin değil.RTÜK’ün bu kararı, bir kez daha şu soruyu gündeme getiriyor:Türkiye’de güvenlik mi korunuyor, yoksa kamunun gerçekleri öğrenme hakkı mı sınırlandırılıyor?