BU BİR ÇÖZÜM DEĞİL, DEVLETİ TASFİYE METNİDİR
DEM Partisi’nin 99 sayfalık raporu, “çözüm süreci” ambalajıyla sunulsa da içeriği itibarıyla bir barış belgesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal yapısını, üniter karakterini ve egemenlik anlayışını hedef alan bir tasfiye manifestosudur.
Bu metin, silahı bırakan teröristlerin topluma entegrasyonunu değil; silahla dayatılmış taleplerin anayasal güvenceye alınmasını istemektedir.
EĞİTİMDEN BAŞLAYIP DEVLETİN TEMELİNE KADAR
Anayasa’nın 42. maddesi hedefte. Anadilde eğitim adı altında istenen şey, çok kültürlülük değil; paralel toplum, paralel kimlik ve paralel devlet altyapısıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçedir. Bu tartışma kapanmıştır. Açılmak istenen kapı, federasyona çıkan bir koridordur.
VATANDAŞLIK TANIMINI BOŞALTMA GİRİŞİMİ
Madde 66’dan “Türklük” unsurunun çıkarılması talebi, masum bir kapsayıcılık değil; ulus-devlet fikrinin tasfiyesidir.
Bu, “Türk milleti” kavramını silip yerine etnik pazarlıklar koyma çabasıdır. Bu ülke, etnik kimlikler koalisyonu değil; tek millet, tek egemenlik üzerine kuruludur.
“YEREL ÖZERKLİK” MASKESİ ALTINDA BÖLÜNME
Madde 127 üzerinden talep edilen “merkezi otoritenin azaltılması”, açıkça özerklik hatta fiili federasyon çağrısıdır.
“Kuzey Kürdistan” ifadesi bile bu zihniyetin niyetini ele vermektedir. Türkiye’de böyle bir idari yapı yoktur, olmayacaktır.
ASKER ÇEKİLSİN, DEVLET GERİ DURSUN, ALAN PKK’YA KALSIN
Batı’dan gelen özel birliklerin çekilmesi talebi, güvenlik değil alan kontrolü meselesidir.
Bu, geçmişte hendeklerle, barikatlarla denenmiş ve ağır bedeller ödenmiş bir senaryonun tekrar yazılmasıdır.
TERÖRİSTLERE AF, DEVLETE SUÇ
“Siyasi tutuklular serbest bırakılsın”, “TMK kaldırılsın”, “iltisak kavramı çıksın” talepleri; hukukun evrensel ilkeleriyle değil, terör örgütü kadrolarının talepleriyle yazılmıştır.
Burada hukuk devleti değil, cezasızlık rejimi istenmektedir.
ÖCALAN MERKEZLİ BİR SÜREÇ DAYATMASI
Raporda barışın anahtarı olarak sunulan şey, açıkça Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüdür.
“Umut hakkı”, “iyileştirilmiş koşullar”, “iletişim özgürlüğü” söylemleri; terörün siyasi liderini meşrulaştırma operasyonudur.
IRA ve ETA örnekleri ise bilinçli bir çarpıtmadır. Türkiye, terörle müzakere eden değil; terörü bitiren bir devlettir.
MEZARLAR ÜZERİNDEN TARİH REVİZYONU
Şeyh Said ve Seyit Rıza gibi isimlerin gündeme getirilmesi, yüzleşme değil; isyanları meşrulaştırma çabasıdır.
Tarih, silah doğrultarak yazılmaz.
SONUÇ
Bu rapor bir “barış çağrısı” değil;
- Silahın siyasete tahvil edilmesi,
- Terörün anayasal güvenceye alınması,
- Üniter devletin aşındırılması girişimidir.
Türkiye Cumhuriyeti, çözüm süreci adı altında kendi varlığını müzakere masasına koymaz.
Barış, devletin teslim olmasıyla değil; hukukun, egemenliğin ve millet iradesinin korunmasıyla sağlanır.
Bu metin reddedilmelidir.