Van’ın İpekyolu ilçesinde Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanlığı, CHP’nin İmralı’ya gidecek heyete üye vermeme kararının ardından kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradı.
Saldırganlar, parti binasının tabelalarını kırarak zarar verdi. Olay, Türkiye’de siyasetin nasıl tehlikeli bir kutuplaşmaya sürüklendiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
KOMİSYONDA GERGİN TOPLANTI: CHP MASADAN KALKTI
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 18’inci toplantısında, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşülüp görüşülmemesi tartışıldı.
AKP, MHP ve DEM Parti, Öcalan’la görüşülmesini destekledi. CHP, böyle bir heyete üye vermeyi reddetti.
Komisyonun kapalı oturum yapması da aynı üç partinin oylarıyla kabul edildi; CHP toplantıyı terk etti.
CHP’nin tavrı, bir siyasi tutum ve ilkesel duruş iken; hemen ardından gelen saldırı, siyasete şiddet karıştıran zihniyetin cesaret bulduğunu gösteriyor.
SALDIRININ ADI: GÖZDAĞI VERME
Van İpekyolu CHP İlçe Başkanlığı binasına yapılan saldırı, yalnızca birkaç tabela kırılmasından ibaret değildir. Bu, siyasal baskı ve gözdağı verme girişimidir.
Her kim bu ülkeyi yönetiyorsa, bu iklimin oluşmasında da sorumludur. Çünkü:
- Siyasi partileri hedef haline getiren dil,
- Muhalefeti sürekli düşmanlaştıran söylemler,
- Demokratik itirazları kriminalize eden yaklaşım,
bugünkü saldırının zeminini hazırlamıştır.
SORUMLULAR HESAP VERMELİ
CHP ilçe binasına yapılan saldırı:
- Demokrasiye saldırıdır,
- Siyasi parti özgürlüğüne saldırıdır,
- Ülkenin normalleşme iddiasına vurulmuş bir darbedir.
Faillerin en kısa sürede tespit edilmesi ve arkasındaki organizasyonun açığa çıkarılması zorunluluktur. Aksi halde Türkiye’de siyaset, şiddetin gölgesi altında yürütülen bir alan haline gelir.
KUTUPLAŞMAYI BİLE BÖLÜCÜ ARAÇ HALİNE GETİREN ZİHNİYET
İmralı görüşmeleri üzerinden yaşanan tartışmalar, zaten yeterince hassas bir zemindeyken, muhalefet partisine yönelen saldırılar Türkiye’de demokrasinin ne kadar kırılgan olduğunu kanıtlıyor.
CHP’nin aldığı karar demokratik bir duruştur; buna karşı yapılan saldırı ise hukuksuzluk ve vandallıktır.
Türkiye’nin ihtiyacı şiddet değil, demokrasi kültürünün güçlenmesidir. Ancak görünen o ki bazı odaklar, siyaset üzerinden toplumu daha da bölmeyi tercih ediyor.