Washington, 14 Ekim 2025 – Eski ABD Başkanı ve 2024 seçimlerinde yeniden aday olan Donald Trump’ın, Irak Savaşı bağlamında sıkça dile getirdiği petrol odaklı açıklamaları, uluslararası arenada hâlâ tartışma konusu. Trump, 2003 ABD işgalinden bu yana, Irak’ın petrol rezervlerini “ele geçirme” fikrini defalarca savunmuş ve bu, hem müttefikleri hem de eleştirmenleri tarafından “sömürgeci” ve “yasa dışı” olarak nitelendirilmişti.
Kullanıcı tarafından alıntılanan “Irak’ta o kadar çok petrol var ki…” ifadesi, Trump’ın bu konudaki genel söylemini yansıtıyor; benzer ifadeler, onun “petrolü alalım” (take the oil) çağrılarıyla örtüşüyor.
TRUMP’IN PETROL TAKINTISI VE TARİHSEL ARKA PLANI
Trump’ın petrol takıntısı, en az 2011’e dayanıyor. O yıl Wall Street Journal’a verdiği röportajda, “Beni duydunuz, petrolü alırdım. Irak’ı terk etmeyiz ve İran’a bırakmayız” demişti.
Bu fikir, 2016 başkanlık kampanyasında zirveye ulaştı: NBC’nin Commander-in-Chief Forum’unda, Matt Lauer’a “Petrolü almalıydık. Zaferin ganimetleri bize aitti” diye yanıt verdi ve Irak Savaşı’nın maliyetini (3 trilyon dolar) petrol satışlarıyla telafi etmeyi önerdi.
Trump’a göre, ABD Irak’ı terk ederken petrolü “bırakmak” büyük bir hata olmuş; aksi takdirde IŞİD gibi gruplar bu kaynakları ele geçiremezdi.
TARİHSEL BAĞLAM VE ELEŞTİRİLER
2013 Tweet’i: Trump, Twitter’da (şimdiki X) “Irak’tan petrol almadan ayrılmamıza hâlâ inanamıyorum” diye yazmıştı. Bu, onun “spoil of war” (savaş ganimeti) felsefesini özetliyordu.
Başkanlık Dönemi (2017-2021): Beyaz Saray’da bile bu fikri sürdürdü. 2019’da Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi’ye iki kez “petrolü almayı” önerdi; ancak danışmanları tarafından engellendi. Aynı yıl Suriye’de “Petrolü tutuyoruz” (We’re keeping the oil) diyerek benzer bir politika izledi, fakat bu, uluslararası hukukta “savaş suçu” (pillaging) olarak görüldü.
Uzman Görüşleri: Brookings Enstitüsü’nden Bruce Riedel, bu yaklaşımı “Orta Doğu’da kalıcı savaş” riski taşıyan “çılgınlık” olarak tanımladı. Emekli General Sidney Shachnow ise “Kötü bir emsal olur; petrol başkasına ait” dedi ve 1991 Körfez Savaşı’nı (Saddam’ın Kuveyt petrolünü ele geçirme girişimi) hatırlattı.
FactCheck.org, Trump’ın “IŞİD petrolle finanse oldu, alsaydık olmazdı” iddiasını yalanladı; IŞİD’in gelirleri daha çok gasp ve vergilerden geliyordu.
GÜNCEL ETKİLERİ VE SEÇİM YANSIMALARI
Trump’ın bu söylemi, 2024 seçim kampanyasında da yankılanıyor. Irak petrol rezervleri (dünyanın en büyüklerinden, tahmini 145 milyar varil) hâlâ jeopolitik gerilimlerin odağında.
İran’ın Irak’taki etkisi artsa da, Trump’ın “İran petrolü ele geçiriyor” iddiası abartılı bulundu. Eleştirmenler, bu fikrin ABD imajını zedelediğini ve kalıcı işgaller doğurabileceğini söylüyor.
Trump’ın petrol odaklı dış politika vizyonu, “Önce Amerika” sloganının bir yansıması olarak görülüyor, ancak uluslararası toplumda “yasa dışı yağma” olarak damgalanmış durumda. Konuyla ilgili gelişmeler, özellikle Orta Doğu’daki enerji piyasalarını etkilemeye devam ediyor.