Ankara sabahına çarpıcı bir manzara ile uyandı. Köprülere asılan pankartlarda eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kocaman fotoğrafı ve altında tokat gibi bir cümle: “Ankara’nın en büyük hırsızı!”
Bu pankartı kim astı, kim indirdi tartışılabilir. Ama asıl tartışılması gereken şey bu pankartın niçin halkın vicdanında karşılık bulduğudur. Çünkü ortada enkaz yığınına dönüşmüş bir Ankapark gerçeği var. Çünkü milyarlarca liralık belediye kaynakları dinozorlara, plastik oyuncaklara, çürümeye terk edilen maketlere gömüldü.
Bugün Ankara’nın sokaklarında bu pankart asılıysa, bu bir tesadüf değil, halkın öfkesinin dışavurumudur. Şatafatlı açılışlarla övünülen o devasa park, şimdi çürümüş bir utanç abidesine dönmüş durumda. Ve o çürümenin faturası Ankaralının cebinden çıkıyor.
Gökçek yıllarca “hizmet” diye övündüğü bu israfın hesabını vermedi. Şimdi halk, köprülere asılan pankartlarla kendi mahkemesini kuruyor. Sokaklarda yankılanan bu pankartın mesajı nettir: “Bu şehrin sırtından geçinenlere artık tahammülümüz yok!”
Ankara’nın en büyük hırsızı pankartı indirilebilir, ama halkın hafızasındaki bu damga kolay kolay silinmez.