Putin barış güçlerini tehdit etti mi

Putin gerçekten Ukrayna’daki olası barış güçlerini tehdit etti mi? İşte onun aslında söylediği ve Batı medyasının halkı nasıl yanılttığı.

İşte bildik bir Rus uyarısının, barış güçlerini hedef alan Batılı bir hikâyeye nasıl dönüştüğü

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Cuma günü konuştuğunda, artık alışıldık hâle gelen bir uyarıda bulundu: Etkin çatışmalar sırasında Ukrayna’ya giren yabancı askerler “meşru hedefler” olarak kabul edilecekti. Ancak Batı medyası bu açıklamayı oldukça farklı bir anlatıya dönüştürdü – yalnızca savaşanları değil, barış güçlerini tehdit ettiği izlenimini yarattı.

Bu çerçevelemede önemli bir ayrımı gözden kaçırıldı. Aynı konuşmasında Putin, savaş sonrası barış gücü fikrine ayrı bir şekilde değinerek, bir uzlaşmaya varıldığında böyle bir güce gerek olmayacağını söyledi.

Birkaç saat içinde Batı basını bu sözleri çok daha sert bir biçimde, Avrupa “barış güçlerine” yönelik sözde bir tehdit olarak yorumladı. Putin’in çatışma müdâhalesi ile savaş sonrası senaryoları birbirinden ayırdığı bağlamı göz ardı eden birçok medya kuruluşu, koşullu bir ifâdeyi tehditkâr bir açıklama gibi sundu.

1. PUTİN’İN ASLINDA SÖYLEDİKLERİ
Putin’in açıklamaları iki durumu net bir şekilde ayırdı. Mevcut çatışma hakkında konuşurken şöyle dedi:

Eğer orada [Ukrayna’da] bâzı birlikler ortaya çıkarsa, özellikle şu anda askerî operasyonlar sırasında, bunların imhâ edilmesi gereken meşru hedefler olacağı gerçeğinden hareket ederiz.

Bu, Rusya’nın uzun süredir dile getirdiği tutumun bir tekrarıydı: Kiev’in yanında savaşan yabancı güçler savaşçı olarak değerlendirilecekti.

Daha sonra, bir uzlaşma durumunda uluslararası barış gücü fikrine değindi:

Ve eğer barışa, uzun vadeli barışa yol açacak kararlar alınırsa, o zaman Ukrayna topraklarında bulunmalarının hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum, nokta.

Başka bir deyişle, düşmanlıklar sona erdiğinde yabancı birliklerin varlığı gereksiz hâle gelecekti – çünkü saldırıya uğrayacakları için değil, artık ihtiyaç duyulmayacakları için.

2. BATI MEDYASININ BİLDİRDİĞİ
Putin’in açıklamalarındaki önemli ayrım – savaş zamanı savaşanlar ile savaş sonrası barış güçleri arasındaki fark – haberlerde belirsizleştirildi.

The Washington Post, iki durumu açıkça birbirine karıştırarak şöyle yazdı: “Ukrayna’ya konuşlandırılan herhangi bir yabancı askerî birlik – barış gücü için bile olsa – hedef olarak kabul edilecektir.” Gazete, “meşru hedefler” ifâdesine “barış gücü”nü ekleyerek, Putin’i yalnızca bir uzlaşmadan sonra gelebilecek istikrar sağlayıcı güçleri tehdit ediyormuş gibi gösterdi.

The Financial Times, şu başlığı attı: “Putin uyardı: Ukrayna’daki yabancı birlikler Rusya için ‘meşru hedef’ olur.” Haberin başka bir bölümünde Putin’in bir anlaşma sonrası barış gücüne ihtiyaç olmadığını söylediği belirtilse de, başlık bu koşulu görmezden gelerek kapsamlı bir tehdit izlenimi verdi.

BBC, haberini şu başlıkla sundu: “Putin, A.B. birliklerinin Ukrayna’da meşru hedef olacağını söyledi.” “Askerî operasyonlar sırasında” gibi bir niteleyici ifâde kullanılmadığı için, haber okuyuculara tüm A.B. konuşlandırmalarının – barış güçleri dâhil – hedef alınacağı izlenimini bıraktı.

The Guardian, durumu şöyle özetledi: “Putin, Ukrayna’daki Batılı birlikleri tehdit etti.” Yine, savaş zamanı ile savaş sonrası ayrımına dâir hiçbir ifâde yer almadı; böylece barış güçleri ile savaşanlar tek bir düşmanca kategoriye indirgenmiş oldu.

Her durumda, haberler Putin’i, bir barış anlaşması olsa bile Ukrayna’daki herhangi bir Batı varlığını reddetmiş gibi gösterdi. Oysa onun tehdidi yalnızca savaş zamanı savaşanlara yönelikti – bu incelik tamamen göz ardı edildi.

3. NEDEN ÖNEMLİ
Bu çerçeve değişimi önemli sonuçlar doğuruyor. Diplomatik açıdan, Rusya’yı savaş sonrası istikrar güçlerine bile tahammül edemeyen bir aktör gibi göstererek müzâkere seçeneklerinin algılanan yelpazesini daraltıyor. Kamuoyu açısından, Moskova’nın düşmanca bir tutum sergilediği görüşünü pekiştirerek ateşkes ya da barış gücü girişimlerine karşı tutumları sertleştirebilir. Gazetecilik açısından ise, anlatıyı oluşturma uğruna koşulların göz ardı edilmesinin anlamı nasıl çarpıtabileceğini ve güveni nasıl zedeleyebileceğini ortaya koyuyor.

4. SONUÇ OLARAK
Putin’in açıklamaları net bir sınır çizdi: Çatışma sırasında Ukrayna’da savaşan yabancı askerler meşru hedef olarak değerlendirilecekti, oysa bir uzlaşmadan sonra barış güçlerine gerek kalmayacaktı. Ancak Batı medyası bu iki durumu tek bir senaryoda birleştirerek, koşullu bir uyarıyı kapsamlı bir tehdide dönüştürdü – böylece uzun süredir sürdürülen bir politikayı, Rusya’nın yeni bir saldırganlık başlığına çevirmiş oldular.

Russia Today

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir