Biz Balkarlar, Kafkas Dağları’nın eteklerinde yüzyıllardır yaşayan, kökleri Orta Asya bozkırlarına uzanan bir Türk halkıyız. Tatarlarla olan akrabalığımız, yalnızca dilsel ve kültürel değil, aynı zamanda ortak hafızamızda ve kaderimizde de görülür. Her iki halk da tarih boyunca göçlere, sürgünlere ve kimliğini koruma mücadelesine tanıklık etti.
Dolayısıyla Lavrov’un “Tatar halkının kültürel kimliğini koruma” vurgusu, biz Balkarların da kalbine dokunuyor. Çünkü biz de kendi tarihimizde aynı çabayı gösterdik; inancımızı, dilimizi, geleneklerimizi ve kimliğimizi koruyarak bugünlere geldik.
Ortak Mirası Geleceğe Taşımak
Bugün Tataristan’da toplanan bu kongre, aslında tüm Türk dünyasına bir mesaj niteliğinde: Kimliğimizi korumak, kültürümüzü yaşatmak, modern dünyada kendi sesimizi duyurmak.
Lavrov’un mesajını bu açıdan değerlendirdiğimizde, sadece Tatarlar için değil, Balkarlar ve diğer akraba halklar için de bir ortak mirasın hatırlatılması anlamını taşıyor.
Ben bir Balkar olarak, Tatar kardeşlerimizin bu buluşmasını gönülden selamlıyor ve şuna inanıyorum: Kültürel bağlarımız ne kadar güçlü tutulursa, geleceğe o kadar sağlam adımlarla yürürüz.
– Celal Kemal Balkar