15 Ağustos’ta Alaska’nın Anchorage kentinde yapılacak Rusya-A.B.D. zirvesi, son yıllarda iki ülke arasındaki en kritik diplomatik buluşmalardan biri olma yolunda ilerliyor. Kremlin’de düzenlenen hazırlık toplantısında Vladimir Putin’in verdiği mesajlar, yalnızca Ukrayna krizine odaklı değil; küresel stratejik dengeye dâir de önemli ipuçları taşıyor.
Putin’in ifâdelerinde dikkat çeken ilk nokta, mevcut Amerikan yönetiminin “enerjik ve samimi” olarak nitelendirilmesi. Bu, Moskova’nın son dönemde Washington’a yönelik sert söyleminde nâdir rastlanan bir ton değişikliği. Putin, A.B.D.’nin çatışmaları bitirme ve barış zemini oluşturma çabalarını övüyor; bu da Anchorage görüşmelerinin yalnızca taktik değil, stratejik bir gündeme sâhip olacağını gösteriyor.
İkinci önemli vurgu ise “stratejik saldırı silahlarının kontrolünde yeni aşamalar” ifâdesi. Soğuk Savaş döneminde imzalanan SALT ve START anlaşmalarının küresel güvenlik mîmarisinde yarattığı istikrar, bugün nükleer silahlanmanın yeniden hızlandığı bir dönemde kritik hâle gelmiş durumda. Putin’in bu başlığı öne çıkarması, A.B.D. ile yeni bir “silah kontrol mutâbakatı” ihtimâlini gündeme getiriyor.
Bununla birlikte, Ukrayna krizi hâlen masanın en katı dosyası. Anchorage zirvesinde olası bir ateşkes veya geçici mutâbakat ihtimâli, yalnızca Moskova ve Kiev’i değil, Avrupa güvenliğini de yakından ilgilendiriyor. Putin’in “uzun vâdeli barış koşulları” vurgusu, bu dosyada en azından bir çerçeve anlaşmaya varma arayışında olduğunu düşündürüyor.
KÜRESEL BEKLENTİLER VE MUHTEMEL TEPKİLER
A.B.D. ve N.A.T.O.: Washington açısından Anchorage zirvesi, yalnızca Ukrayna meselesinde değil, Pasifik’ten Baltık’a uzanan güvenlik kuşağında gerilimi azaltma fırsatı. Trump yönetimi, iç politikada yaklaşan seçimler öncesinde diplomatik bir başarıya ihtiyaç duyuyor. N.A.T.O. ise Ukrayna’ya desteğin devâmı konusunda bir uzlaşı sağlarken, Rusya ile doğrudan çatışma riskini minimize etmek istiyor.
Avrupa Birliği: A.B. başkentlerinde beklenti, Anchorage’dan en azından çatışma sıklığını yavaşlatacak bir sonuç çıkması yönünde. Özellikle enerji fiyatlarının yeniden dalgalanma riski, Brüksel’in diplomatik çözüm arayışlarını hızlandırıyor. Ancak A.B. içinde Rusya’ya karşı sert tavırda ısrar eden ülkeler ile daha esnek yaklaşımı savunanlar arasında görüş ayrılıkları sürüyor.
Çin: Pekin, Anchorage sürecini dikkatle izliyor. A.B.D.’nin diplomatik odağını Ukrayna’dan kısmen Asya-Pasifik’e kaydırması, Çin için stratejik bir fırsat anlamına gelebilir. Ancak Çin, Rusya’nın Batı ile ilişkilerinde yumuşama olasılığının kendi jeopolitik konumunu nasıl etkileyeceğini hesaplıyor.
Ukrayna: Kiev yönetimi, Anchorage’da kendi çıkarlarını zedeleyecek bir tâviz verilmemesi için yoğun diplomatik lôbi yürütüyor. Zelenskiy yönetimi, Batı’nın desteğinin zayıflaması hâlinde sahadaki pozisyonunun tehlikeye gireceğinin farkında.
Anchorage görüşmesi, başarılı olursa yeni bir “Helsinki rûhu” yaratabilir; başarısız olursa A.B.D.-Rusya ilişkilerinde diplomasi penceresi uzun süre kapanabilir. Putin’in bugünkü mesajı, bu pencereyi açık tutmak isteyen bir lîder profili çiziyor. Ancak masada oturacak herkesin elinde hem zeytin dalı hem de kırmızı çizgiler olacak.