BASINA VE KAMUOYUNA
YOKSULLUK GERÇEK, TÜİK’İN AÇIKLADIĞI ENFLASYON VERİLERİ YALAN!
Değerli Basın Emekçileri;
İktidarın yandaş sendikayla birlikte ortaoyununa çevirdiği toplu iş sözleşmesi yoluyla yoksullaştırmamız yetmiyormuş gibi, aparatı haline getirdiği TÜİK eliyle de soyulmaya devam ediliyoruz.
Diğer taraftan, ortak hukuk değerlerini yok sayan ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda araçsallaştırdığı başta yargı erki olmak üzere bütün kurumları yeniden dizayn etmesi, kaotik ortamı derinleştirmekte ve biz emekçileri geleceksizleştirme sorunuyla karşı karşıya bırakmaktadır.
Değerli Basın Emekçileri;
Biz kamu emekçileri ve emeklileri, yalnızca iktidarın bizleri yoksullaştıran politikalarıyla mücadele etmiyoruz. Aynı zamanda iş yerlerimizde kayıkçı kavgası yapan yandaş ve iş birlikçi sendikaların iki yüzlülüğüyle de uğraşıyoruz.
1 Mayıs öncesi iktidar yetkilileriyle halı saha futbol müsabakası yapanlara, devletin en üst makamında işveren konumunda olanlarla aynı masada oturanlara ve iktidarın uygulamalarından memnuniyetlerini ifade edenlere sormak gerekir: Emekçiler ve emekliler yalnızca iki gün içinde mi bu derin yoksulluğa düştü?
Bir gün önce yetkililere teşekkür edenler, aynı takımda top koşturanlar, iş yerlerimizde yetki almak için emekçilerin üzerinde mobbing uygulayanlar, iktidar mensupları karşısında sessiz kalmaktadır.
Buradan yandaş sendikaların bu iki yüzlülüğünü kınıyor ve derhal emekçilerin iradesi üzerindeki baskılarını sonlandırmalarını istiyoruz.
Değerli Basın Emekçileri;
Hukukun üstünlüğü ve adalet vurgusunun biz emekçiler için ne kadar vazgeçilmez olduğu, iktidarın kayyım politikaları ve yargı eliyle siyaseti dizayn etme hukuksuzluğunun yarattığı süreçte yaşadığımız ekonomik kayıplarla ortaya çıkmıştır.
Bizler uzun yıllardır emekçilerin gerçek kazanımlarının ancak grevli toplu iş sözleşmeleri ile sağlanabileceğini savunmaya devam ediyoruz.
Buradan iktidarı bir kez daha hukuksuz uygulamalarından vazgeçmeye, evrensel hukuk ve anayasa normlarına uymaya davet ediyoruz. Çünkü biz emekçilerin, emeklilerin, asgari ücretlilerin ve toplumun geniş yoksul kesimlerinin ekonomik refahı ancak hukukun çerçevesinde korunabilir.
Değerli Basın Emekçileri;
31 Mart seçimlerini kaybeden iktidar, önceleri örtülü şekilde yürüttüğü anti-demokratik uygulamalarını artık açıkça sürdürmektedir.
Özellikle seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere, anayasal güvence altındaki kişiye bağlı hakları zayıflatmakta ve ortadan kaldırmaktadır.
Bizler, uzun mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz haklarımızı yok eden, demokratik değerleri aşındıran uygulamaları kabul etmiyoruz.
Emekçilerin anayasal hakkı olan grevlerin yasaklanması ve hak talepli eylemlerin bastırılması, demokrasiyi zedeleyen uygulamalardır. Bu tür uygulamalara amasız ve fakatsız karşı çıkıyoruz.
Değerli Basın Emekçileri;
TÜİK’in enflasyon sepetinde yer alan gıda fiyatlarını saklamasının ardında, kamu emekçileri, emekliler ve asgari ücretlilerin gelirlerinin düşük tutulması gerçeği yatmaktadır.
Her ne kadar kurum yetkilileri bunun standart bir uygulama olduğunu iddia etse de, verilerin açıklanmaması iktidarla iş birliği içinde gerçekleşmektedir.
Bugün bir kez daha, tüm illerde TÜİK yönetimini yasal sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.
Eğer gıda fiyatları verileri kamuoyuyla paylaşılmazsa, iktidarla birlikte bizleri yoksullaştırmaya yönelik veri manipülasyonlarını teşhir edeceğimizi ve hukuki yollarla haklarımızı aramaya devam edeceğimizi bildiriyoruz.
TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarıyla mağdur edilen tüm kesimleri haklı mücadelemize destek vermeye çağırıyoruz.
Yaşasın BES! Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!
Ertan ÖZMEN Şube Mali Sekreteri