Rusya nasıl Afrika’da dost kazanıyor

Moskova’nın çok kutuplu bir dünyada Afrika ülkeleri tarafından kendilerini eşit olarak kabul eden daha dostane bir müttefik olarak görülmektedir.

David Okpatuma, Gençlik ve Uluslararası Kalkınma Uzmanı, Afrika Kalkınma ve İş Birliği (DevCA) İnisiyatifi Eş Kurucusu, Nijerya

Batılı devletlerin uyguladığı ağır ekonomik yaptırımlar ve süregelen Ukrayna savaşı, Rusya’nın sınırlarının ötesinde nüfuzunu genişletme fikrini ortadan kaldırmalıydı. Ancak Rusya, karanlık bulutların arasından geçerek, Batı’nın merkezde olmadığı bir gelecekte -Moskova’nın önemli bir oyuncu olduğu çok kutuplu bir dünyada- Jeopolitiği şekillendirmeye çalışıyor. Bu yeni düzen çabası, yakın zamanda başlamış olmasına rağmen, kısmen Rusya ile Afrika Birliği arasındaki büyüyen ilişki sayesinde ivme kazanıyor.

RUSYA’NIN AFRİKA’DA ARTAN POPÜLARİTESİ
Afrika ve Afrika Birliği, modern tarihin büyük bir kısmında ikili ilişkiler için Batı’ya yönelmiştir. Bazı ülkeler yıllar boyunca Batılı ortaklarından veya eski sömürge efendilerinden gelen yardımlarla ayakta kalmış, diğerleri ise askeri destek için Batı’ya bağımlı olmuştur. Ancak son zamanlarda, bir dönem Batı’ya sadık olan bu ülkelerin çoğu, uluslararası ilişkilere daha açık fikirli bir yaklaşım benimsemiştir.

Geçen Kasım ayında Soçi’de gerçekleştirilen Rusya-Afrika Bakanlar Konferansı, iki taraf arasındaki ilişkide bir ilk olma özelliği taşıyor. Bununla birlikte, Ekim ayında Kazan’da gerçekleştirilen BRICS zirvesinin ruhunu yansıttı ve Rusya, Afrikalı liderlere ev sahipliği yaptı. Konferans, 2023’teki Rusya-Afrika Zirvesi tarafından atılan mevcut ilişkilerin temelini sürdürmekle kalmayıp, tarım, savunma, eğitim, enerji, yatırım, tıp, madencilik ve uluslararası kuruluşlar ile ticarette ikili işbirliği için bir sonraki adım oldu. Bu iki yönlü amaç, Rusya’nın bölgede artan etkisini güçlü bir şekilde göstermektedir.

Bakanlar konferansındaki tartışmalar, Rusya’nın Afrika’da artan kabûlünü ve popülaritesini yönlendiren birkaç ana faktörü ortaya koymaktadır.

Öncelikle, Afrika ülkelerinde Batı ile olan ilişkilerden duyulan ortak bir memnuniyetsizlik vardır. Bu ilişki, Batı’nın bazı Afrika ülkelerinin egemenliğini ihlal etmesi, itaat etmeyen Afrika ülkelerine ağır ekonomik yaptırımlar uygulaması ve hatta iç politikalarını etkilemesi sonucunu doğurmuştur. Bu deneyim, çoğu Afrika ülkesini kıta dışındaki alternatif ortaklar aramaya yöneltmiştir. Rusya’nın Afrika kolonizasyonuna dahil olmaması ve hiçbir Afrika devletinin Rus yaptırımlarına maruz kalmaması, Moskova’yı çıkarlarını koruyacak ve Afrika devletlerine eşit muamele edecek daha dostane bir müttefik yapmaktadır.

Afrika ülkeleri, nominal olarak bağımsızlıklarını elde ettikten sonra bile eski sömürge efendilerine farklı seviyelerde bağımlılık içinde bulundular. Bu ilişkilerin çoğu, eski koloniler için bazı noktalarda yararlı olsa da, bazı ülkelerin onlarca yıl boyunca Batı destekli yöneticilere tabi olduğu yeni-sömürgeciliğin ortaya çıkmasına yol açtı. Sonuç olarak, yerine konanla uyum, yıllarca süren Batı destekli kötü yönetimlere karşı etkili bir protesto gibi görünmektedir.

Çoğu durumda, Rusya ile olan uyum Batı ile olan ilişkilerin tamamen göz ardı edilmesine yol açmamıştır. Bununla birlikte, Afrika genelinde uluslararası ilişkilerin odak noktasında bir değişim yaşanmaktadır. Bu ülkeler, varlıklarının büyük bir kısmında tamamen Batı yanlısıyken, şimdi bölünmüş her iki tarafı da kucaklamak istemektedirler. Umut, Batı, Rusya ve Çin ile olan bağları jeopolitik rekabetlerde taraf tutmadan dengelemektir.

EYLEM PLANI
Rusya, çok kutuplu yeni bir dünya düzeni vizyonuna sahiptir ve Afrika’da ikili ilişkiler için belirlenen şartlar, Rusya-Afrika Ortaklık Forumu Eylem Planı 2023-2026’da özetlenmiştir. Bu belge, bakanlar konferansında 54 Afrika ülkesi ve Rusya delegasyonları tarafından onaylanmıştır.

Eylem Planı, Rusya’nın Afrika ile ikili ilişkilerini üç büyük alanda yönlendirecektir: siyaset, güvenlik, ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliği. Afrika’daki bölgesel organizasyonlar ile Rusya Federasyonu arasındaki işbirliğini genişletmenin ötesinde, Afrika devletleri ile Rusya arasındaki karşılıklı seçim gözlemini de teşvik etmektedir.

Özellikle önemli olan, siyasi partiler arasında işbirliğini geliştirme ve Rusya-Afrika: Gelenekleri Canlandırma olarak bilinen yıllık uluslararası partiler arası konferans düzenleme anlaşmasıdır. Bu yıllık etkinlikten elde edilecek fikir alışverişi her iki taraf için de faydalı olacaktır. Rusya bölgedeki siyaseti daha iyi anlayacak, Afrika devletlerinden siyasi partiler ise kampanyalardan seçim çalışmalarına kadar faaliyetlerini geliştirecek yeni fikirler edineceklerdir.

Son zamanlarda Rusya, özellikle terörle mücadele alanında Afrika’daki askeri varlığını ortaya koydu. Plan, Afrika’ya güvenlik sevkiyatını daha da artırmayı ve Afrika’daki güvenlik birimleriyle karşılıklı bilgi paylaşımını geliştirmeyi amaçlıyor.

Güvenliğin ötesinde, Eylem Planı’ndaki en çekici temalardan biri, Rusya’nın Afrika ülkeleriyle ticaret anlaşmaları için farklı bir yol oluşturma planıdır. Anlaşma, Rusya Federasyonu ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaretin ulusal para birimleriyle yapılacağını vaat ediyor. Bu, her zaman dolar üzerinden yapılan anlaşmaların mevcut durumuna keskin bir darbe vuruyor ve uluslararası ekonomik düzen için önemli sonuçlar doğuruyor. Sonuç olarak, Rusya ile ticaretin Batı ile ticaretten daha çekici hale geleceği bir döneme doğru ilerliyor olabiliriz.

Teknolojik olarak, Eylem Planı Rusya’ya bölgenin gelişiminde önemli bir sorumluluk veriyor. Batı, Afrika genelinde nükleer programlar konusunda çok az şey yapmışken, plan Afrika genelinde nükleer programların geliştirilmesi ve eğitim değişimlerinde daha fazla Rus katılımı vaat ediyor.

ÇOK KUTUPLULUĞU KOLLAMAK
Afrika Birliği, Afrika ülkeleri ve bölgesel örgütler, sömürge döneminden postkolonyal döneme kadar Batı’ya sadık kalmışlardır ve bu sadakat son yıllarda bazı memnuniyetsizliklerle karşılaşmıştır. Buna göre, Küresel Güney’de, özellikle Afrika’yı yoksul tutmak için bir gündem var gibi görünüyor. Bu durum, çeşitli eski kolonilerin, çıkarlarına göre, sömürge efendileri veya Batılı güçler dışındaki ülkelerle ilişkiler aramaya yönelik şu anki diplomatik duruşa yol açmıştır. Çok kutuplu bir dünya, uluslara, Küresel Kuzey’deki uluslar arasındaki büyük jeopolitik rekabetlerde taraf tutmak yerine, özgür ilişki kurma özgürlüğü sağlar.

Bu nedenle, Rusya’nın Afrika’da artan etkisi, gelişmekte olan ülkelere kalkınma yolunda ilişkiler için daha büyük seçenekler sunmak açısından gereklidir. Sonuç olarak, uluslararası ilişkiler için tek kriter, Afrika’nın kalkınması için çok az şey yapmış olan bir güç mücadelesinde taraf tutmak yerine, karşılıklı fayda olmalıdır.

Russia Today

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir