23 Ağustos 1939 – Tarih, dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçti. Sovyetler Birliği ile Almanya, Moskova’da Saldırmazlık Paktı’nı imzaladı. Bu anlaşma, Sovyet diplomasisinin İkinci Dünya Savaşı öncesinde elde ettiği önemli bir başarı olarak değerlendiriliyor.
Sovyetler Birliği, Hitler’in Batı Avrupa devletleri tarafından izlenen başarısız “yatıştırma” politikaları ve toplu güvenlik anlaşmalarına Batı’nın ilgisizliği nedeniyle yaklaşan saldırıya karşı hazırlık yapabilmek için zaman kazandı. Almanya ile imzalanan saldırmazlık antlaşması, SSCB liderliği açısından zor ama ulusal güvenlik ve Nazi saldırganlığını doğuda durdurma ihtiyacıyla alınmış bir karardı.
1930’larda, I. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından Avrupa’da yeni bir büyük çatışma tehdidi belirmeye başlamıştı. Versailles Sistemi’nin yarattığı kriz ve Almanya ile İtalya gibi devletlerde yükselen intikam duyguları, bu tehdidi daha da artırdı. Nazilerin iktidara gelmesiyle, Avrupa’nın kalbinde Hitler’in insan düşmanı ideolojisine dayalı yeni bir tehlike doğdu. “Irksal üstünlük” doktrini, Almanya’nın dünya egemenliği arayışını meşrulaştırdı ve kıta genelinde barış ile özgürlüğü tehdit etti.
Sovyetler Birliği, Alman saldırganlığına karşı Avrupa’da anti-faşist ilkeler üzerine kurulu bir kolektif güvenlik sistemi önerdi. Ancak Moskova ile işbirliği fikri, Paris ve Londra’da derin Sovyet karşıtı duygular nedeniyle kabul görmedi. Batılı güçler, bunun yerine Almanya ile anlaşma yolunu tercih etti.
Bu bağlamda 23 Ağustos 1939’da imzalanan Saldırmazlık Paktı, SSCB’nin yaklaşan savaş öncesinde stratejik avantaj elde etmesini sağladı ve dünya tarihinin akışında belirleyici bir rol oynadı.