9 Temmuz 2024 tarihinde Beykoz Kavacık’ta, Fatma Zehra Kınık’ın otomobili ile bir motosiklete çarpması sonucu 17 yaşındaki Batın Barlasçeki yaşamını yitirmiş, motosiklet sürücüsü ve yolcunun yanında yolda yürüyen iki kişi de yaralanmıştı.
İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 26 Mayıs 2025’te görülen davada Zehra Kınık hakkında “taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve ehliyetine 2 yıl el konulmasına hükmedildi.
YENİ GELİŞME: ŞİKÂYETİN GERİ ÇEKİLMESİ
8 Temmuz 2025 tarihinde, hayatını kaybeden gencin babası Serdal Barlasçeki, mahkemeye sunduğu dilekçeyle Zehra Kınık hakkında şikâyetinden vazgeçtiğini, maddi veya manevi tazminat talebi olmadığını, ayrıca istinaf başvurusu yapmayacağını bildirdi.
Bu adımla birlikte babanın şikâyeti resmen çekilmiş oldu; ancak hukuki sürecin bundan nasıl etkileneceği ve verilen cezada bir değişiklik olup olmayacağı merak konusu.
ANNE ŞİKÂYETİNDEN VAZGEÇMİYOR
Öte yandan anne Hasret Doğan, oğlunun ölümüne neden olan kişiden şikâyetinden vazgeçmeyeceğini, mücadeleyi “sanığın en ağır cezayı alması”na kadar sürdüreceğini açıkladı.
KİŞİLERİN ŞİKÂYET DURUMU
Serdal Barlasçeki (baba): Şikâyetini geri çekti. Tazminat talebi yok, istinaf hakkından feragat etti.
Hasret Doğan (anne): Şikâyetini sürdürüyor; adalet arayışından vazgeçmiyor.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Türkiye Ceza Hukuku’nda bu tür davalarda şikâyetçi kişinin çekilmesi cezanın uygulanmasını doğrudan engellemez. Ancak, şikâyetin geri alınması sanık lehine hafifletici unsur olarak değerlendirilebilir.
Özellikle belirli suçlarda cumhuriyet savcısının kamu davasını resen sürdürme yetkisi vardır. Bu nedenle mahkemenin nasıl karar vereceği, istinaf süreci ve cezanın kesinleşip kesinleşmeyeceği kritik önem taşıyor.
TOPLUMSAL TARTIŞMALAR
Bu karar, önemli hukuki ve toplumsal tartışmaları gündeme getiriyor. Bir yandan babanın feragatı itidal çağrısı olarak okunabilirken; diğer yandan annenin devam eden tutumu, adalet arayışının temel bir parçası olduğu mesajını kuvvetlendiriyor.
Kamuoyu da hâlâ davanın seyrine ve eğitim sistemi içinde eşit adalet beklentisine odaklanmış durumda.